Yazın son günlerinde Kıbrıs’ta tatilini geçirenler denizin kokusunu doya doya içine çekiyordur. Tenimizdeki deniz ve kum kokusu hergün yazın kavurucu sıcağını bize hatırlatıyor.
Koku duyumuzun sadece denizin, kumun, meyvelerin, yemeklerin kokusunu almamız dışında görevleri olduğunu biliyor musunuz? Görme, işitme, tat alma ve dokunma ile birlikte beş duyumuzdan biri olan koku alma, yaşam kalitemiz için birincil öneme sahip özelliklerimizdendir.
Koku alma duyusunu kısaca şöyle tanımlayabiliriz. Kimyasal moleküllerin koku alma reseptörlerine bağlanması sonucu oluşan sinyaller beynimizin ön kısmında bulunan koku merkezine ulaşır. Koku alma reseptörleri ana olarak burnumuzda bulunmaktadır, ancak burnumuz dışında iç organlarımız ve derimizde de yaklaşık 150 tane daha koku alma reseptörü bulunmaktadır. Ve bu reseptörlerin koku alma dışında da görevleri olabileceği öngörülmektedir.
Koku duyusu ile vücudumuzun kendi kendisini iyileştirmesi arasında bir bağlantı var mıdır acaba? Örneğin, derimizde oluşan yaraların iyileşmesinde bu reseptörlerin görevli olduğu ‘Journal of Investigative Dermatology’ dergisinde yayımlanmıştır. Daniela Busse önderliğinde yürütülen çalışmada deri üzerinde ‘Keratinocytes’ olarak adlandırılan hücrelerin, yaraların iyileşmesinde rol oynadığı tespit edilmiştir. Ayrıca kozmetik ürünlerinde kullanılan ‘Sandalore’ isimli bir çeşit sentetik sandal ağacı maddesinin(bileşeninin) yaraların iyileşmesine yardımı olduğu gözlemlenmiştir. Bu maddenin deride bulunan OR2AT4 isimli koku reseptörlerine bağlanması sonucunda, beyine sinyal gönderilmesi yerine deride oluşan hasarlı bölgelerin onarılması amacıyla yeni hücrelerin bölünüp bu bölgelere yöneldiği görülmüştür.
Koku alma duyusu çoğunlukla yaşlanmayla birlikte azalmaktadır.Ancak çeşitli metodlarla koku alma duyusunu artırmanın mümkün olduğu bilinmektedir. Yine de vücudumuzdaki bu mekanizma ve bunun kontrol edilebilirliği hala araştırma halindedir.
Peki alkol kullanımı bu kontrol yollardan biri midir? 1 Ekim 2014 tarihinde ‘Behavioural Brain Research’ dergisinde yayımlanacak olan bir çalışma bu soruya açıklık getirmiştir. Az miktarda alınan alkolün koku duyusunu iyi yönde etkilediği gözlemlenmiştir. Ancak yüksek miktarda alkolün ise tam tersine koku alma duyusunu öldürdüğü görülmüştür. Belki de bir bardak bira içtikten sonra kebabın kokusunun hiç olmadığı kadar güzel gelmesinin sebebi budur.
Koklanmanın bu denli ilginç özellikleri ve faydaları ve alkolle ilişkisi ilginç bir gözlemdir. Siz siz olun yazın bu son günlerinde denizin kokusunu güzelce içinize çekin ve alkolü fazla kaçırmayın.
Kaynakca: New Scientist