Yıllar öncesine göre gelişen teknoloji birçok alanda olduğu gibi özellikle tıp alanında ciddi ilerlemelere yol açmıştır. Bu sayede eskiye göre hastalıkların tedavisi bilimin de katkısıyla daha etkili duruma gelmiştir. Tüm bunların sonucunda ise insanlar eskiye göre daha uzun süre yaşamaktadır.
20.yüzyılda tüm dünyadaki ortalama yaşam süresi 31 iken 2010 yılında 67’ye kadar yukselmiştir. 2013 yılı itibariyle Kıbrıs’ta yaşam süresi 78 olarak hesaplanmaktadır. Ayrıca 30 yıl içerisinde dünyadaki 65 yaş üzeri nüfusun bugünkünün 2 katına çıkacağı öngörülmektedir. Ancak uzayan insan ömrü başta kanser, diyabet ve nörolojik hastalıkları da beraberinde getirmektedir. Bu noktada önemli olan uzayan insan ömrünü daha sağlıklı hale getirebilmektir.
Yaşımız ilerledikçe hücrelerimiz de yaşlanmaktadır. Zaman ilerledikçe yaşlanan hücreler işlevlerini yitirmekte ve ölmektedir. Hücrelerimiz işlevlerini yerine getirebilmeleri için yeterli miktarda enerji üretmeleri gerekmektedir. Hücrelerimizdeki enerjinin büyük bir kısmı oksijenli solunum ile besinlerin yakılmasıyla gerçekleşmektedir. Bu enerji üretimi ise hücre içerisinde ‘mitokondri’ olarak adlandırılan küçük organellerde gerçekleşmektedir. Yaş ilerledikçe, mitokondrilerin aktivitesi azalmaktadır ve hücrelerimiz daha az enerji üretmektedir. Bunun sonucunda daha az enerji üreten hücreler işlevlerini yerine getirememektedir.
Mitokondrilerimiz etkili bir şekilde enerji üretebilmeleri için hücre çekirdeği ile sağlıklı bir iletişim halinde olması gerekmektedir. Bu iletişimin sağlıklı bir şekilde sürmesi için HIF-1 α (hypoxia inducible factor) ve SIRT1 genleri önemli rol oynamaktadır. Özellikle yüksek miktarda SIRT1 proteini bu iletişimin sağlıklı bir şekilde sürmesini sağlamaktadir. Harvard Tıp Fakültesi’nde Ana Gomes önderliğinde fareler üzerinde yapılan çalışmada SIRT1 seviyesindeki artışın yaşlanmanın etkilerini sildiği gözlemlenmiştir. ‘Cell’ isimli bilimsel dergide 19 Aralık 2013’de yayımlanan çalışmada düzenli olarak ‘nicotinamide mono nucleotide (NMN)’ enjeksiyonu ile SIRT1 seviyesi yüksek tutulan yaşlı fareler incelenmiştir. Bir hafta sonunda bu farelerde kas erimesi ve inflamasyonu azalmış ayrıca bu farelerde, genç farelerde görülen kaslar gözlemlenmiştir. Yani mitokondri ve hücre çekirdeği arasındaki iletişimi geliştirerek yaşlanmanın etkileri ortadan kaldırılmakla kalınmamış, ayrıca yaşlanma tersine çevrilmiştir. Bir başka deyişle zamanı geriye getirmek için büyük bir adım atılmıştır.
Sağlıklı ve genç kalın…
Kaynakça: New Scientist, Cell, World Health Organization, Dailymail UK