Eylül ayı içinde yaklaşık bir hafta Londra’daydım... Kuzey Londra’ya, yani Kıbrıslı Türk toplumunun en yoğun yaşadığı bölgelere yedi yıldır gitmemiştim... Türkiyeli iş insanlarının özellikle kebap sektöründe devrim yarattığını söylemeden geçmemek lazım... 

   Haringey başta olmak üzere, bir çok bölgede, her açıdan çok kaliteli restoranlar açıldı... 

   Havası “Kıbrıs’a göre” berbat Londra’da, eski doatları, bazı işadamlarını görme fırsatım da oldu... 

   Turizm... Evet en çok turizmi konuştuk.. Ve siyaseti tabii ki... 

   Ama en önemlisi turizm... 

   Sadece Londra’da yaşam süren Kıbrıslıları değil, herkesi şu anda Kuzey Kıbrıs’a çekmenin tam zamanı... 

   Neden?

   En basit nedenini söyleyeyim, “Sterlin’in TL kaşrısında kazandığı değer”... Son sekiz ayda, Sterlin, TL karşısında neredeyse yüzde 40 değer kazandı... Bu da, KKTC’de her şeyin daha kolay satın alınabilmesi demek... Buna, uçak bileti – konaklama kombinasyonunu da bir şekilde katıp, reklamla dev bir kampanya başlatıp hemen şekil vermek lazım... 

   Bu sadece benim görüşüm değil... 

   Bu Londra’da turizm işi yapan bir kaç arkadaşın da ortak görüşü... 

   Mevsim, turizmin en çok satılması gereken bir mevsim aslında... Yazın kavurucu sıcağı yok şu anda Kuzey Kıbrıs’ta... Nefis mavilikte bir gökyüzü ve dayanılmaz güzellikte bir deniz var... 

   Akşamları serinledi...Ufaktan bir hırka bile şart... 

   İşte bu havayı asıl satmak lazım... 

   Satmak için de reklamı artırmaktan başka şans yok.

   Hazır Sterlin de çok değerliyken, bunu fırsata ve Kuzey Kıbrıs’ta harcamaya çevirmek gerekiyor... 



Londra’da neler gördük?


   Bu arada bazı Londra gözlemlerimizi, İngiltere gündemi ile ilgili yorumlarımızı da paylaşalım... 

   Bir kere KKTC’de bıktığımız yol kazıları, toz toprak, sokaklardaki – yollardaki çöpler ve düzensiz trafik sistemini bu kente gelince unutuyorsunuz... Yol kazısı yapılmıyor mu bu kentte?

   Elbette yapılıyor ama öyle bir tedbir alınıyor ki, o kazılan yere veya küçük çukura hiç bir araba düşmüyor...

   Peki İngiltere’nin gündeminde neler var?


Kış çok sert geçecek


   Bir kere, en çok konuşulan veya yazılan konulardan biri, bu kışın çok sert geçeceği... 

   1960’ların başında benzer bir kış yaşanmış... Kar yağışı, Eylül ayı bitmeden başlamış ve o yıl örneğin ciddi meyve krizi yaşanmış... 

   1960’larda evlerin ısıtılması çok önemli bir sorundu. Kömür kullanılıyordu ve Londra’nın yağmurlu, puslu, gri gökyüzüne bir de hava kirliliği karışıyordu... Şimdi, evlerin ısınma sorunu yok... Dolayısıyla, “ev içinde”, “iş yerinde” soğuğun sıkıntısı olmaz ama yine de sokaklarda belki okullarda olumsuz etkiler yaşanabilir. Şimdiden tedbir alınmaya başlandı bile... 


Jeremy Corbyn


   İngilizlerin ikinci gündemi, Jeremy Corbyn... 

   Ana muhalefet lideri... 

   Bu “makam” İngiltere’de çok çok önemli... Çünkü, protokolün birinci sırasında Kraliçe, ikinci sırasında Başbakan ve üçüncü sırasında O var... Amerika Büyükelçisi protokolde yok! Bu arada belirtelim... KIBRIS Gazetesi’ndeki köşemde de bahsettim bu konudan... Çok ciddiye alanlar oldu.. Oysa orada da yazmıştık; “şaka canım, şaka, ne işi var başka bir devletin büyükelçisinin veya komutanının İngiliz protokol sıralamasında?

   Eylül ay içerisinde “Battle of Britain” yani bizdeki ulusal bayramlar gibi bir kutlama ve kilise oturumu sırasında, “Ulusal Marş” da çalındı... Bu marş, “Tanrı Kraliçe’yi ve tahtını korusun” kelimelerini içeren, kısa bir marş... 

   Bütün gazetelerde, Corbyn’in fotoğrafı vardı; “Ulusal Marşı okumadı”... 

   Bizdeki “vatan hainliği” edebiyatının, ansiklopedisini yazdı tutucu gazeteler... Bir aşağılama, bir dışlama, bir hakaret, anlatamam... 

   Kimsenin umurunda değil... Corbyn’in hiç umurunda değil... Kompleksi yok ki!

   Corbyn, zaten Kraliçe’yi sevmediğini, tahta, monarşiye karşı olduğunu 1970’lerden beri söylüyor... İnkar ettiği bir şey değil ki!

   Bazı iddialara göre, marşın sözlerini de bilmiyor... Bu da kendisi için sorun değil... İnandığı neyse, onunla gidiyor ve gurur duyuyor... Birilerine yaranma gibi bir sorunu yok... Yani bizden farklı... 

   İşçi Partisi’ndeki lider değişikliği ve yeni liderin ciddi bir solcu olması, bazı iş çevrelerini endişelendirdi... Bundan daha normal bir şey olamaz... Çünkü Corbyn, “toplu taşımacılık ve enerji gibi temel alanlarda devletleştirmeye geri döneceğiz” mesajları vermeye başladı. Ne kadar başarılı olur, iktidara gelir mi, gelmez m birlikte göreceğiz... 


Medya desteği çok önemli


   Bir tartışma daha var; o da, internet desteği ile ilgili... Çok ciddi bir tartışma konusu ve bizim de değerlendirmemiz lazım... Corbyn’e, olağanüstü bir sanal destek var... Her gittiği yerde de, her yapacağı konuşmayı, tıka basa dolu salonlarca insan dinliyor.

    Peki bu yeterli mi?

   The Guardian gazetesinde köşe yazarı Owen Jones, “hayır yeterli değil” diyor ve ekliyor; “eğer ölçü sanal destek ve salonların doluluğu olsaydı, son genel seçimde İşçi Partisi en az 150 sandalye çoğunlukla şimdi hükümetteydi”... 

   Ne diyor Jones yorumunda; “Eğer Corbyn’in İşçi Partisi bir şey başaracaksa, iletişim kurmak zorunda”... Ve ekliyor Jones, bu iletişim herkesle olmalı ve sanal ortam yeterli değil... Jones, İşçi Partisi’nin medya ile çok iyi geçinmesi gerektiğine vurgu yapıyor... 

   Jones’a göre, “Twitter ve tıka basa dolu salonlar yetmiyor; daha geniş bir medya dağılımı ya da ofansif medya girişimi şart”... 

   Haaa bir tartışma noktası daha var Corbyn ile ilgili... Yeni ana muhalefet lideri, AB’yi bir kapitalist merkez olarak görüyor ve İngiltere’nin burada olmaması gerektiğine inanıyor... Veya inanıyordu... 

   Henüz seçildikten beri bir şey söylemedi bu konuda... 

   Ama, O’nın yerine, partinin önemli isimlerinden gölge dışişleri bakanı Hillary Ben ki o da efsanevi sosyalist Tony Benn’in oğludur, “Böyle bir şey yok, Jeremy AB’den çıkmayı savunmuyor” açıklamasını sürekli tekrarlıyor... 

   Elbette İngiltere gündeminde daha çok şey var... Arsenal, Manchester United ve Manchester City’nin Şampiyonlar Ligi’ne kötü başlaması... 

   2015 Rugby Dünya Şampiyonası... (Biz bu spora çok uzağız ama İngiltere’de bu spor, kriket ve futbol ile birlikte zirvede ilgi görüyor...)

   Başka neler var İngiltere’de?

   Sendikalar, Jeremy Corbyn’in seçilmesi sonrası çok güç ve değer kazandı... Haliyle, “grevler başlayacak” tartışması da gündemde... AB’nin göçmen krizi çok yazılıyor çiziliyor... 

   Ve Prens Harry, eski sevgilisi Cressida Bonas’la yeniden “çıkmaya” başlamış... Cressida, erkek arkadaşından ayrılır ayrılmaz, Prens ile görüşmüş... 

   Bu arada, geçmiş Kurban Bayramı da tüm okurlara kutlu olsun...