İngilizler tartışıyor...

Diyorlar ki, (The Observer), “... Ulusal Sağlık Hizmetleri’nin (NHS), eskisi gibi normal servisine dönebilmek için en az dört yıla ihtiyaç var!”...

Salgın bitecek ve ondan sonra yeni bir dört yıl gerekecek!

Yani normale dönmek o kadar kolay olmayacak!

-*-*-

Covid 19 sürecinde NHS hizmet veremedi.

Kelimenin tam anlamıyla “çöktü”...

-*-*-

Ama, kimse, “vaaay hastaneler şöyle berbat, vaaay hastane bizi kabul etmedi” demedi.

Ne ilginçtir, bunu bile “biz” taaa buralardan söyledik!

-*-*-

Ulusal futbol takımları, NHS’e destek amacıyla göğüslerine reklam aldı, seyircisiz stadlara, yaşamını yitiren NHS çalışanlarının posterleri yerleştirildi.

-*-*-

Bizde salgın “şükürler olsun ki”, İngiltere’deki gibi yayılmadı.

Elbette “yayılmamanın” en önemli etkeni, alınan tedbirlerdi ve bunun kredisinin hükümete yazılmasında bir yanlışlık yoktur.

Hükümet başarılı oldu.

Ve sağlık çalışanlarımız içerisinde, ön cephede ciddi görev yapan, ciddi de risk alanların hakkını asla ödeyemeyiz.

-*-*-

Bu yazı 1 Temmuz’da yazıldı. 1 Temmuz’dan itibaren riskli bir döneme girildiği açıktır.

-*-*-

Çok riskli bir ülkeden “uçaklar” gelecek...

Sayısı şu kadardı, bu kadardı...

Azdı, çoktu...

-*-*-

Konuyu nereye getirmek istiyorum?

“Eleştiri” hatta “yerden yere vurma” meselesine getirmek istiyorum...

-*-*-

Mevcut hükümeti hatalarından, gaflarından dolayı eleştiriyoruz.

Eleştiriler, demokrasi gereğidir ve hükümetin bundan gocunmasına gerek yoktur.

Ama “yerden yere vurmaya” hiç gerek bulunmamaktadır.

-*-*-

Mevcut alt yapı bu kadardır.

Yapılacakların en iyisini yapmaya çalışan bir kadro söz konusudur.

Eksikler kesinlikle olmuştur, hatalar da yapılmıştır...

-*-*-

Ama, bugünden itibaren, kalkıp da “keşke şunu yapsaydık, keşke şu yapılmasaydı” demek yerine; herkes kişisel hijyene, maskeye ve sosyal mesafeye dikkat etmelidir.

Hükümete ve kendi kendimize yapacağımız en iyi destek budur.

-*-*-

Açılım, kaçınılmazdır.

Açılım, “açlıktan ölmemek” adına, “akmazsa damlar” da olsa kesinlikle olacaktır.

-*-*-

Sağlık Bakanı veya hükümetin genelinin başarılı olup olmadığı konusunda kişisel yorumlar yapmak, bu yorumları hakarete taşımak artık yersizdir, gereksizdir.

-*-*-

Empati de yapmak zorundayız!

Başbakan Ersin Tatar değil de “Hasan” veya “Mehmet” olsaydı, yapacakları çok farklı mı olacaktı?

Sağlık Bakanı Dr. Ali Pilli değil de “Dr. Cemal”, ya da “Dr. Ayşe” olsaydı, tedbirler çok mu değişik olacaktı.

-*-*-

Efendim, pandemi hastanesi sözü verdi ama tutmadı!

Evet, bu bir hataydı, bu bir iletişim kazasıydı.

Efendim, şimdi de havaalanına laboratuvar sözü verdi!

Bence bu da bir iletişim kazasıdır.

-*-*-

Önemli olan, bundan sonra salgının yayılmaması için her türlü tedbirin alınabilmesidir.

Bu tedbirlerin alınması için de yapmamız gereken çok şey vardır.

Ama yapmamamız gereken tek şey “kavga”dır!

Kavga ile sağlık sorunlarını çözemeyiz.

-*-*-

Sistemimiz en baştan hatalıdır.

Çok seneler önce Kıbrıs sorunu çözülmeliydi.

Çok seneler önce Kuzey Kıbrıs, AB’nin bir parçası olmalıydı!

Ben de bu noktadayım!

Ama eğer her işin başı sağlıksa, ki şu anda odur; hükümetin karşısında durup kavga etmekle, yerden yere vurmakla derdimize çare bulamayız!

-*-*-

Evet, tekrar ediyorum, bu hükümet “skandal” sayılabilecek hatalar yapmıştır.

Ancak inanıyorum ki; başka bir hükümet de iktidar koltuklarında olsaydı, aynı skandallar veya farklıları olacaktı!

Çünkü “temelde sistem hatası” söz konusudur.

-*-*-

Gelin, insanımıza, ülkemize ve de hükümetimize, bu günden itibaren gireceğimiz bu çok riskli ve çok zor dönemde destek olalım.

Köstek olmayalım.

-*-*-

Zamanı geldiğinde, başarılı olunursa, seçimde ödüllendiririz.

Değilse, eve göndeririz.

-*-*-

Bu salgından kurtulalım; temelde hatalı olan sistemi nasıl değiştirebileceğimizi de oturur konuşuruz.

Bana sorarsanız, “Kıbrıs sorunu çözülmelidir, başka da şansımız yoktur” derim.

Ama şimdi; Dünya Sağlık Örgütü’nün de uyardığı gibi; bu salgın daha bitmedi.

Ve bugün, bu salgınla ilgili yeni bir başlangıçtayız.

Allah, hepimizin yardımcısı olsun; ama her şeyden önce, “hepimiz, hepimizin yardımcısı olmalı”...