Tüm okuyucularıma merhaba.
Geçen ay yazımı sağlık nedenleriyle yazamamıştım. Bu ay yine sizlerleyim ve yazımı Kurban Bayramı’nda yazıyorum. Hepinizin bayramı kutlu olsun.
Bayramların eski tadı yok diye hep söylüyoruz, ama bir gerçekte varsa bizlerde eskisi gibi değiliz. Gelenek ve göreneklerimizi hep bir kenara ittik. Şimdi niye ağlıyoruz ki? Sebep biz değil miyiz? Maalesef biziz .Her şeyin aşırısı fazla. Aşırı kültürel tutuculuk da kendi kültürünü yok eder. Biz bunu neresindeyiz?
Küskünler barışacak diye de bir tez var bayramlarda! Ben henüz öyle bir şey görmedim. Haberleri izlememiz bile bunun böyle olmadığını gösteriyor. Sabahları televizyonlarımızı açıyoruz TV kanalında birisi sadece eleştiriyor ve tüm toplumun inanılmaz şekilde moralini bozuyor. Üstelik dayanaksız suçlamalarla. Haber sunmanın da bir adabı olmalı .
Kuzey Kıbrıs olarak zor günlerden geçiyoruz. Birlik ve beraberliğe en çok ihtiyaç duyduğumuz bu zamanda parçalanarak yola devam ediyoruz. Ama etrafıma baktığımda ne acıdır ki çözüm odaklı konuşmalar yok. Sadece eleştiriler var.
Halk olarak çok yorgunuz, bunu anlayan gören var mı diye bazen bağırmak sesimi duyurmak istiyorum. Olaylar karşısında sesimi çıkarsam da tepkisizlik bizi yıldırıyor. Yılmak yok yola devam . Taki sesimiz duyulsun ve bir şeyleri düzeltebilelim.
Gideceğimiz başka yer var mı? Üstelik bu saatten sonra? Yok. Onun için kendimizi bu ülkeyi daha aydınlık yarınlara götürmek , gelenek ve göreneklerimize sıkı sıkıya sarılarak birlik içinde çalışmak, insanımızın önünü açmak için çalışmalıyız. Bu konuda en büyük görev şüphe götürmez ki hükümetlerin. Lütfen bir gerçeği göz ardı etmeyelim. Hükümetler bizim aynamızdır. Biz neysek onlarda odur. Yön verecek, vizyon oluşturmalarını sağlayacak yine halkın talepleri ve o talepler doğrultusunda gösterecekleri dirençtir. (Tabi ki bu taleplerin kişisel değil toplumsal olması halinde aydınlığa çıkılır). Hedefi olmayan toplumların tutucu kalmaları, gelişmemeleri mümkündür. Ortak amacımızın , toplumsal dejenerasyonu düzeltmek olmalı.
Eylül ayı yeni başlangıçlara yelken açılan bir ay olarak bilinir. Ben kendi adıma yeniliklere yelken açıyorum. Kendimi dinlemeyi, geliştirmeyi ve hedeflere odaklanma kararındayım.
Eylül ayı hasat zamanı çiftçinin yüzünü güldüren ay.
Eylül ders zilinin çaldığı aydır. Öğrenciler ve ailelerin tatlı bir heyecanla yeni umutlara yelken açtıkları bir aydır. Kısaca Eylül ayı hedeflerin tekrardan gözden geçirildiği aydır.
Seviyorum seni Eylül ayı…