Sabahları uyanınca alışkanlığımdır önce neskafemi yapar sabah haberlerini dinlerim. Bu geleneğim yılladır sürüyor. Çocuklarım küçükken televizyonun sesini açar mutfaktan dinlerdim. Kısacası bu benim geleneğim.
Yıllar içerisinde haberlerin geldiği nokta ile ülkenin ne kadar değiştiğini de görebiliriz. Sabah gazete başlıklarını dinlerken bile içimiz sızlar ve daha güne başlamadan kendimi kaybolmuş gibi hissederim.
Kadın cinayetleri ve çocuk tacizleri. Bizleri derinden yaralayan haberler. Gençlerin kavgaları, kötü alışkanlıkları!
Kadın cinayetleri için yürüyüşler düzenlenecekmiş. Rahmetli sayın Süleyman Demirel’in ünlü bir sözü vardı; ‘yürümekle yollar aşınmaz.’ diye. Her şey için yürüyelim hatta... SONUÇ yine ortada. Değişen birşey yok.
Yürüyüşler, protostolar elbette ki olacaktır. Ancak bu olayların yaşanmaması için ciddi tedbirler alınması, gerekiyor. Sadece yürümekle, salonlardaki söyleşilerle olmuyor işte.
Okullarımız, eğitim sistemimizde bir yerde yanlışlık var. Tüm bunlar yeniden gözden geçirilmeli. Eğer siz diyorsanız ortaokul, lise çağlarındaki çocuklarda suç oranı yükseldi o zaman sorgulamamız gerekmiyor mu bu çocukları okulda kim takip ediyor.
Evde aileler çocuklarının sorunlarına eğiliyor mu? Onlarla iyi bir iletişim kurababiliyorlar mı? Bunlar da çok önemli.
Peki ya delik deşik olmuş sınır kapılarından cepleri boş, çantaları ülkeye giriş yapanlar.
Hapishanelerimiz bunlarla dolu. Geri de iade edemiyoruz. Çünkü oradaki ceza yasasına göre kısa bir süre sonra serbest kalabilirlermiş!
Giriş kapılarının artık gözden geçirilme zamanı geldi ve geçiyor.
Bu konun Türkiye ile ilişkilerimizde hiç alakası yok. Gidip anlatılır.
Konuşmaktan korkmayın, karşınızdakiler sizi sizden iyi tanıyorlar.