Bazen çok beklersiniz ilham gelsin diye. Sevdiğinize bir mektup yazacaksınız, bazen günler, bazen haftalar sürer. Fotoğraf çekeceksiniz mesela, hava hep ya çok iyi ya da çok kötüdür. Hediyeyi bu sefer de para verip almayayım, özel olsun,kendim hazırlayayım dediğinizde de hep son dakikaya kalır ve kalır o hazırlıklar...

Bazen sarhoş bile olamaz insan doğru düzgün, şarap tatsız, rakı muhabbetsiz gelir. Hayatta herşey güzelken hiçbirşey yolunda gitmez çoğu zaman. Herşey tamken birşeyler hep daha eksiktir. Öyledir işte...Gerçekten varolabilecekken olamamanın dayanılmaz rahatsızlığıdır işte,öyledir. Fazla mutluluk göz çıkartır, çoğu zaman kör eder insanı. Üretemez olur, tüketir doyumsuzca insan. Ne zaman ki aşk acısı çekmez, o mektuplar yazılamaz istediğince, yüreği acımayınca üretemez olur insan, fotoğrafları kafasında yaratır sadece ama hiçbirimi çekemez...

Müzik yapılmaz,kitap yazılmaz, sarhoş olunmaz eğer kendini sahte bir mutluluk hissine sarıp sarmalamışsa insan. İlham dokunamaz O'na, zırhından geçemez,barınamaz...

İnsan ki düşünerek varolur, sorgulamazsa gerçekleşir beyin ölümü. Yaşamaz üretmezse. Bir taşa çarpmadan ayağı yaşarsa insan, yaşamak olmaz adı. Kaçmaktır o. Acıdan, gerçekten her daim kaçmak.

Kısacası acı çekmeyene mutluluk yavan gelir bu dünyada. Bu dünyada onca acıdan nasibini almayana mutluluk rahat vermez, tatmin etmez. Gamsıza yaraşmaz mutluluk. Farketmiyorsa eğer canlılın dramını, anlayamaz mutluluğun gerçek tanımını çünkü "gerçekten" mutluluk yoktur bunca acı varken etrafımızda. Gerçek mutluluk iddiası gönül körlüğüdür şu dünyada ki gönül kör olmuşsa ürettirmez insana, dönüştürmez insanı. Neden bu kadar az üreten, diğerine dokunan? Bu kadar mı gamsızız ki biz? Bir düşün gerçekten mutlu musun çok mutlu olduğun için.

Bana "Gündüz" vaktidir doğum. Aydınlandıkça doğarsın, yaşarken aradığın o ışıktır yol. Işıklı değildir ancak. "Gündüz" vaktidir şimdi. Yeniden hergün doğma zamanıdır. Hiç eskitmeden hüznü, ilham almaktır her andan, acıdan, savaştan, kötüden. 

Ve yine bir "Gündüz" vaktidir bana ilham; yazdırır, söyletir, dinletir. Her daim farkettirir farkındalığımın önemini. Öyledir işte, eskimez, tükenmez, hep yeniden doğar.