"Ee, söylesene, sonra ne yapmış annemle babam?" 

Zürafa herşeyi öylesine gerçeğe yakın anlatıyordu ki, çiçek iyice sabırsızlanmaya başlamıştı. Artık öğrenmeliydi çiçek çocukların neden bu kadar az kaldığını.

Zürafa tam üç gün üç gecedir durmadan anlatıyordu. Çiçek çocuk onu hiç böyle derinlere dalmış, hatta biraz da hüzünlü halde görmemişti. Zürafa hep onların erişemeyeceği yükseklikten etrafı seyreder, eğer iyi günündeyse de onlara aktarırdı gördüklerini. Ruh hali ne olursa olsun, O hep, hem onlardanmış, hem de onlardan olamayacak kadar onlara uzakmaş gibi gelmişti çiçeğe.

Herneyse! Şu an bunları düşünemeyecek kadar merak içindeydi çoçuk çiçek. Üç gündür heyecanla dinlediği hikayesinin - ki gerçekliğinden artık şüphe duymuyordu - sonuna gelmişti. 

"İşte, annen, baban ve arkadaşları hiç gidilmemiş yollardan gitmeyi tercih ettikleri, daha da önemlisi, zürafaların önceden gördüklerini dinlemeyi reddettikleri için hep çiçek kalmışlardır," ve devam ediyordu zürafa, "çiçek olup, çiçek kalabilmelerinin önemli bir sebebi de hertürlü çiçeği farklılık gözetmeksizin yolculuklarına dahil edebilmeleriydi. Onlara göre çiçek çocukların tüm dünyaya yayılması ancak bu şekilde mümkün olacaktı. Bu sayede çok güzel çiçek bahçeleri yarattılar. Sadece aşk,sevgi,barış kokan bahçeler. Yumuşak ve kırılgan oldukları kadar da güçlüydüler çünkü dünyanın tek bir büyük bahçesi olsun ama rengarenk olsun, olabilsin istiyorlardı."

Çiçeğin başı yavaşça yana düştü. Rengi soldu sanki, üzgün bir halde zürafaya baktı "şimdiki çiçekler hiç bizimkilerin hayal ettiği gibi değil, bahçeler hep ayrı ayrı, hepsinde tek bir çiçek türü var, üstelik de ben onların isteğinin tam aksine, olan biteni hep senden dinliyorum. Anlattıkların hep çok gerçekçi ama hep hayalimde."

Kendi sözlerini duyduğu an düşen başı irkildi çiçeğin ve zürafanın aslında çiçekten olduğunu, çiçeğin de artık zürafadan bir farkı kalmadığının farkına vardı! 

İkisi de durdukları yerden görüyor, sadece önceden atılmış adımları takip ederek anlıyorlardı dünyayı. Tabii adına anlamak denirse. Oysa önceki çiçek çocukların her adımı yeniden keşfetmek üzere atılmışken...


Yazar notu: o bahçeler bilgisayar ekranlarına sığdırılamayacak kadar büyüktür.