Hiçbirşeyin sorumluluğunu taşımak istemeyenleri dinliyorum gözlerim kapalı. Gözlerim kapalı çünkü şuursuzlaştıkça güzelleşiyor onlar. Açarsam kapılırım görüntünün aldatan çekiciliğine diye, iç sesimin gözleriyle dinliyorum onları.
Hiçbir zaman hiçbirşey bilmiyor onlar. Soruların cevabı hep arafta. Ne cennete gidip cehennemin kötülerini kızdırmak istiyor, ne de cehennemin sıcağına cesaret ediyorlar.
Oysa durulacak öyle güzel noktalar var ki şu hayatta, araf dışında! Öyle geçerli nedenler var ki durmak için o noktalarda, yine de kaçıyorlar arafa. Birlikte haklı mücadelelere girilecek öyle temiz yürekler var ki, yine de tek seçimleri seçememek, seçmemek.
Bir duruş bin dokunuştur oysa, belki onlarca, belki yüzlerce, kim bilir belki de milyonları etkileyecek tek bir hayata. Dokunmamayı seçiyor onlar yine de. Suya sabuna dokunmamayı... Kayar düşerim diye korkuyorlar, farkında olmadan üzerinde durdukları zeminin en kaygan olduğunu. Görmemek için dışardakini, kendi içine dönüyor gibi yapıp aldatıyorlar kendilerini. "Nasıl herşeye rağmen hep ama hep mutlu olurum" u soruyorlar tek onların mutluluğu yetermiş gibi. Öyle güzel oluyorlar ki sadece kendilerine baktıkça, seni de neredeyse inandırıyorlar güzelleştikçe güzelleşilebileceğine. Oysa tek bir geri adım gösteriyor kan ağlayan dünyaya bakıp bencilce sırıtanların ruhsuz boşluğunu.
Bazıları da kafasını kuma gömmeye gerek duymadan yaşıyor huzuru. Duruşunu seçememiş olmak bir yana, duruşun ne olduğunu bile sorgulamamış olanlar. Nerede olursa orada durup, neden diye soramayanlar... Şanslı azınlık diyorlar onların adına. Herşeyi olup da aslında hiçbirşey olamamışlara... Ne talihsiz bir tanım! Nitekim, şans henüz gülmemiş ola ki onlara, farkedemiyorlar hala nasıl bir kısır döngü içinde sorumsuzca döndüklerini.
"Şanslı azınlık", kendine onurlu bir duruş arayanların adıdır oysa. O arayış boyunca soran, öğrenen, hisseden, hissedebilen ve hissettirenlerin adı. Cennetin de cehennemin de burada olduğunu, yaşayarak öğrenenlerin ama öğretenlere de kin beslemeyenlerin adı. Ikisini de değiştirmenin sadece kendi elleriyle mümkün olduğunu bilenlerin adı.
Her koşulda emek vermişlerin, verecek olanların şansıdır, hayatı hayat gibi yaşayabiliyor olmak! İşçidir şanslı, durduğu noktanın onurundan! Sorumluluğu sırtında, kalbinde, beyninde taşıyabildiğinden!