Bazen insan tüm gemileri yakıp da çok uzaklara gitmek ister. Hani, içinde yaşadığı gerçek dünyadan bir kaçış, hepimizin bir gün en büyük dileği oluverir. Sanki, geri döndüğünde, yada (hiç dönmemek daha da güzel olur düşüncesi var ya) dönmese, her şey çok değişecek veya yeniden başlamanın enerjisini bulacakmış gibi. Ama olsun, her şey yeniden aynı noktadan başlayacak olsa bile, ne güzel şeydir o kaçıp gitmeler… Gerçi, düşünceleri de bırakıp gidebilenler en şanslılarıdır. Onlar, bakabilirler sorunsuz gözlerle dünyalarına, görebilirler güzellikleri. Ancak kimileri de vardır ki baksalar da göremezler… Siz de bakabilenlerden, en önemlisi görebilenlerden, hatta gördüklerinizi hissedebilenlerden olun. Ve bu kez, bırakın tüm yaşantıları bir tarafa, ve yaşayın, hissedin her ne varsa…
Bugün biz, dünyanın en güzel coğrafyalarından bir tanesine sahip bir adada yaşasak da, hissedemiyoruz bunu ne yazık. Sanki at gözlükleri takmışçasına, burnumuzun dibindeki özgürlüğü yaşayamıyoruz, güzellikleri göremiyoruz. Belki de hep daha fazlasını istemek, bildiğimizi sandıklarımızdan daha farklısını yaşamak arzusunda oluşumuzdandır bu, saplanmış kalmışız hep aynılıklara. Oysa, daha önce de dediğim gibi nasıl bakabildiğimiz önemli… Biz North Cyprus UK olarak, hep sizlere o çok konuşulmayan, çok da bilinmeyenden ve unutulanlardan bahsettik. Zaman zaman çok pozitif olduğumuzdan dolayı eleştirildik de. Bu ada hep güzelliklerle dolu değildi ya. Değildi de zaten hep sorunlardan konuşup, sorunlarını bilmedik mi bu adanın? Biz inadına, göremediğimiz ama aslında hiçbir yerde de bulamayacağımız güzellikleri anlattık.
Ama sizlere diyorum ki, her günü her saniyesi ve her yeri farklı güzelliklerle dolu bu adaya, nasıl baktığınız ve bakarken ne gördüğünüz önemli. Aynı hayata bakışınız gibi...
Soruyorum size, kaç kez Lefkoşa’ya gittiniz de Arasta’yı gezdiniz, öylesine özgürce? Tarihi bir yolculukta, çok uzaklardan gelmişçesine kendimi o garip güzelliklere bırakıyorum ben buraya her gidişimde. Ve her gidişimde, neden sürekli gitmiyorum ve bu güzellikleri yaşamaktan kendimi mahrum ediyorum diye de kendi kendime sitem ediyorum… Burada yaşayan veya yaşamayan kaçımız, önyargısızca dolaştık ki bu ülkede… Size de önerim, ister kısa süreliğine olsun ister uzun, bir de önyargılarınızı bırakarak dolaşın bu ülkede. Ve hissedin…
İyi Bayramlar.