Yaşamımızın büyük kısmını sıkıntılar ve tasalar oluşturuyor sanki. Negatif enerjiler yayan haberler, insanlar, kişisel problemler, memleket sorunları, ekonomik sıkıntılar… Huzurlu, sakin, yaşadığı tüm sorunların içerisinde dahi, keyfine düşkün biz Kıbrıs insanı da yavaş yavaş bu buhranın içerisine giriyor. Sizlere birazcık da olsa yok olmaya yüz tutmuş değerlermizi hatırlatmak, tatlı hatıralarınızı canlandırmak, özleminizi gidermek, ülkenizde gezip göreceğiniz güzelliklerin daha da farkında olmanızı sağlamak için hazırladığımız bu gazeteyle her geçen gün daha da iyi bir iş yaptığımızı düşünüyorum. Bunu sadece ben düşünmüyorum. Siz okurlarımızdan da çok olumlu tepkiler alıyoruz. Bu da bizi daha da heyecanlandırıyor. Artık, tüm olumsuzlukları bir tarafa bırakıp hayatın keyfini çıkarmayı, bardağın dolu tarafından bakmayı herkes denemeli. O zaman toplum olarak, daha da enerjik daha da pozitif başarılı işler ortaya koyabileceğiz.
Öncelikle bu yaz, hayatınızdaki en güzel anlarını yaşayacağınız bir yaz olacağını düşünmenizi öneriyorum. Sonra ise, yavaş yavaş tatil planlarınızı yapmanızı…Ve tabiki, bu yazı doğası, kumsalları ve hala sıcak insanlarıyla var olan bir adaya çevirin rotanızı. Kuzey Kıbrıs’a…Ve bu yaz, belki de daha önce yaptığınız gibi, ya da hiç yapmadığınız gibi bambaşka keşiflere bırakın kendinizi. Doğayla sevişin, serin akşamları bol kahkahalı insanlarla geçirin. Ve bir kez daha geçmişe derin bir özlem, geleceğe ise derin bir umut besleyin…Siz de bizim yaptığımız gibi, hiç tanımadığınız ancak sizlere yüreğinizden bir yerlerden tanıdık gelecek insanlarla sohbet edin.
Ve bir yol hikayesinde buluştuğumuz 45 yılıdır çobancılıkla uğraşan Glavasonlu Emir dayının bizlere sorduğu şu sorunun yanıtını düşünün. “Dış Türkler Birliği kurulmuş. İngiltere’deki Türkleri Kıbrıs’a geri getireceklermiş. Sizce gelirler mi?”