Her gün yeni bir güne uyanırız. Hepimize yaşamamız için eşit şekilde, yeni bir 24 saat sunuluyor. Bunun ne kadar devam edeceğini seçemeyebiliriz. Ancak nasıl değerlendireceğimizi seçebiliriz. Güne merhaba diyerek umutla uyanabilmeyi ya da umutsuzlukla uyanabilmeyi seçebiliriz. Elimize teslim edilen bugünü nasıl yaşayacağımızı, nasıl değerlendireceğimizi seçebiliriz. Gün içindeki seçimlerimiz, hayattaki durumumuzu belirleyecektir.
Başarılı ve mutlu insanlar, önceliklerini bilirler ve ona göre seçimler yaparlar. Sizin için bugün en önemli olan şey ne, bugün neye ulaşmak istiyorsunuz. Günün sonunda hepimiz yorgun olacağız. Ama arada farklar olacak; sorunlara sorun katmakla mı yorulacaksınız yoksa çözüm üretmekle mi? Birinci durumda, bitkin bir yorgunluk; ikinci durumda ise tatlı bir yorgunluk olacak. Seçim yine bize kalmıştır.
Her gün kendinize şu soruyu sorun: “Bu 24 saati nasıl değerlendirmek istiyorum?” Geçen zaman dilimi bir daha gelmeyecek ve geçmiş olsun diyeceğiz. Her an seçim halinde olduğunuzun farkında olun, eylemsizlik de bir seçimdir. Harekete geçmek de bir seçimdir.
Bir amacınız varsa, gününüzü o amaca uygun seçimler yaparak yaşarsanız, amacınıza ulaşırsınız. Zaten amacınız için çalışmıyorsanız; o, amaç değil hayaldir. Ulaşılmayacak keşke’lerle dolu, uzaktan kedi gibi yalanarak baktığınız ama asla ulaşamayacağınıza inandığınız bir hayal… İnsanın hayalleri olması güzeldir; ama olacağına inandığı ve onun için harekete geçtiği hedef olan hayalleri olması güzeldir…
Daha iyi bir işiniz olsun isterken şu anki işinizden ya da işsizliğinizden şikâyet etmek, zamanınızı amacınız dışında kullanıyorsunuz demektir. Daha iyi bir ilişkiniz olsun ya da bir ilişkiniz olsun isterken zamanınızı yalnızlıkla kavga ederek ya da ondan şikâyet ederek geçiriyorsanız zamanınızı amacınızın tam tersi yönde kullanıyorsunuz demektir. Kilo vermek, zayıf olmak isterken oturuyorsanız ya da abur cuburu mideye indiriyorsanız zamanınızı kilo almak için kullanıyorsunuzdur.
Her gün size teslim edilen zamanı isteseniz de istemeseniz de harcayacaksınız. Bugüne kadar zaman biriktirebilen bir kişi daha olmadı. Siz de olmayacaksınız. Zamanınıza sahip çıkmanın tek yolu, her dakikayı sizin için önemli olan için harcamanızdır. Başkalarının istediği gibi yaşadığınız her an, sizden tahsil edilen bir fatura gibidir. Sonucunu istemediğiniz şeyler için seçimler yapmanız durumunda sadece “geçmiş olsun” demekle yetinirsiniz. Evet, artık geçen geçmiştir.
Mutlu olmak önceliğinizse mutlaka bugün sizi mutlu edecek bir şey yapın. Para kazanmaksa; para kazanmak için bir adım atın. Ailenizle birlikte vakit geçirmek sizin için önemliyse; ailenizle berber paylaşabileceğiniz bir şey yapın. Sağlıklı olmak istiyorsanız; sağlıklı seçimler yapın. Ne yaparsanız yapın, size iyi gelecek seçimler yaparak zamanı kullanın.
Hemen şimdi başlayın, şimdi başlamak o kadar zor değil. Şimdi bırakın okumayı ve size iyi gelecek bir şey yapın. İki dakikalık bile olsa bir şey yapın. Gülümseyin, kendinize güzel bir şey söyleyin... Ya da bahaneler üreterek geçirin zamanı. Geçmiş olsun… :)
Çok mu zor harekete geçmek? İsteklerinize ulaşmanın çok mu zor olduğunu düşünüyorsunuz? Değerli olan her şey, emek ister, çaba ister. Sizin istediğiniz şey, yeteri kadar değerli değil mi sizin için? Başlamak için toparlanmanız mı gerekiyor? Sizi en iyi toparlayacak şey harekete geçmeniz. Başka işleriniz mi var? Belki de tekrar önceliklerinizi gözden geçirmeniz gerekiyordur. Şu an yaptığınız işler size ne katıyor? Klasik rutinlerin esiri olmuş olamaz mısınız? Gerçekten meşgul olduğunuz şeyler değerli mi? Kendinizle bir yüzleşin, olmadı bir daha yüzleşin...
Her sabah kalktığınızda tam olarak ne yapacağınızı, bugünü nasıl yaşamanın size iyi geleceğini bilerek ve o şekilde davranmaya kararlı bir şekilde güne merhaba diyebilseydiniz ne olurdu? Yine ne çok soru sordum değil mi? Ne yapayım cevaplar sizde...
Kaynak: Milliyet internet sitesinden alınmıştır. Arzu Bıyıklıoğlu, NLP Uzmanı ve Yaşam Koçu