2016’dan 2017’ye geçerken, birçoğumuz sessiz sakin değiştiremediğimiz herşey için var gücümüzle bağırıyor olacağız. Ooon, dokuuuz, sekiiiz,…
Öyle bir heyacan duyacağız ki istediğimiz her şeyi bu sene gerçekleştirecek olacağımıza, yanlışlıkla her sene tekrar tekrar aldığımız kararları alacağız bir kez daha. Belki etraftaki kalabalıktan karışacak kafamız belki biraz alkolün etkisi olacak ama sebebi her ne olursa olsun biz mutlaka senelerdir ezberimizde olan “‘isteklerimizden asla vazgeçmeyeceğiz!”
Peki neden bu takıntı? Manyak mıyız biz?
Kaç seneyi daha aslında sadece dilemekten hoşlandığımız şeylerin peşinden koşarak, koşarken yorularak geçirmek istiyoruz? Biz aslında başka şeyler istiyor olamaz mıyız?
Dilediğimiz şeyleri dilemeye alışmış olamaz mıyız mesela? Onlarsız gerçekten yaşayamayacak olsak çoktan hayatımızı onlar üzerine kurmuş olmaz mıydık? Ya da başkalarının bize yakıştırdığı şeylerin içine girmeye çalışıyor olamaz mıyız senelerdir? Yani küçük geliyor olamaz mı o hayaller bize? Kendimize büyük gelen hayaller mi seçiyoruz yoksa, seneye de dileriz diye?
Ya da farkeder mi bedeni seçtiğimiz hayalin, büyüyüp cuk diye oturabilmemiz için içine? Büyümekten mi korkuyoruz hayallerimize paralel, yoksa utanıyor muyuz küçük amaçlarla mutlu olabildiğimizden?
İsimler, sıfatlar ya da önyargılar nersinde hayatımızın bu yeni yılda? Ne kadarı bize geliyor yeni yılın ve ne kadarı beslemek üzere bakmaya doyamadığımız aynadaki yansımamıza? Kendimizi daha güzel göstermek için mi geri sayıyor olacağız bu sene yine, yoksa iyi hissetmek yeterince güzel gelecek mi sonunda?
Bir yeni sene de yüksüz gelsin ya! Sanki yeterince yükümüz yokmuş gibi hayatta, bir de olup olamayacak diye kendi kendimizi yediğimiz sorumluluklar almadan. Belki ne kadar az yüklersek bu yeni yıla, o kadar hafif yürürüz yeni yollara.
O geceyle başlayalım mesela. Eğlenmek için zorlandığımız, zorlamaktan yorulduğumuz bir yeni yıl sabahına uyanmayalım bu sene. Sadece ne istiyorsak onu yapalım 31 Aralık 2016’da. Uyuyalım mesela. Bir sene de erken gelsin yeni yıl. “Mış" gibi yapmadan. Olduğu gibi. Nasıl gelirse öyle gidermiş derler ya… Öyle, olduğu gibi…