1974’ten bu yana en zor günlerini geçiren Kıbrıs Türk halkı, kendine devlet elinin uzanmasını beklerken, akıl almaz tuhaf şeyler yaşanıyor.
Üstelik ülkede yaşanılan sorunların bu ay sonunda sonra daha hissedilir olacağı, 2021’e de sarkacağı tahminleri varken…
Covid-19 salgını sorunlarından ayrı bir de döviz krizi var; Sterlin 11 TL’yi, Euro 10 TL’yi geçti ve duracak gibi de görünmüyor.
Tüp gaza göstere göstere tam 22 TL zam yapıldı ama sessiz sedasız da her şeyin fiyatı arttı.
Cebimizdeki para süratle erirken, marketlerde, mağazalarda iğneden ipliğe her şey zamlandı.
İşyerleri kapanmaya devam ediyor, işsizler ordusuna yenileri ekleniyor.
Son birkaç yıldır Güney Kıbrıs’ta çalışanların sayısı 3 kat artmışken, orada iş arayan Kıbrıslı Türkler arttı.
Hükümetin reel sektöre yönelik çok ciddi tedbirler alınması gerekiyor, kimse daha fazla dayanacak durumda değil.
Covid-19 salgını ve döviz krizinin yarattığı sorunlar değil yalnız sorunlarımız, ülkenin kronik sorunları da devam ediyor.
Trafik çarpışmalarında yine insanlar yaşamını yitiriyor, ülkenin her tarafında şiddet olayları var, uyuşturucu vakaları bitmek bilmiyor, çevre kirliliği/ çevre katliamı devam ediyor, kamudaki verimsizlik Covid-19 şartlarında daha da arttı ve aklınıza gelecek tüm kronik sorunlar sürüyor.
Peki bunları kim çözecek, sorunlara kim çare bulacak?
Ülkede şu anda hükümet bile yok, uzunca bir süre de olmayacak gibi.
Hükümet olmadığı için hiçbir sorunla ilgilenilemiyor.
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, hiçbir milletvekiline başbakanlık için vekalet vermeyerek, büyük bir krize neden oldu.
Başbakan olmadığı için bakanlar kurulu toplanamıyor, Bütçe Yasa Tasarısı’nı meclise sevk edemiyor, 2021’e bütçesiz girme ihtimali var.
Cumhurbaşkanı Tatar, UBP’nin en fazla milletvekiline sahip olduğunu ve hükümeti kurma görevini ona vereceğini söyledi, bunun için kurultay sonucunu bekledi ama UBP kurultay yapamadı.
UBP, kurultayın ikinci turuna giderken, herkesi şaşırtan bir olay oldu, yarışacak iki milletvekili, adaylıklarını geri çekti.
Milletvekillerinin, müdahalelerle, baskılarla adaylıktan çekildiği iddia edildi ama onlar bunu söyleyemedi, başka şeyler söylediler ama kimseyi de ikna edemediler.
Bu işlerin parti kurultaylarına kadar yansıması büyük moral bozukluğu yarattı…
Hep dedik, kimseye müdahale edilmesin, ne sağcılara ne solculara.
Geçmişte yapılan da yanlıştı, bugün yapılan da yanlıştır, herkesin başına geldiğinde ses vermesi değil, her zaman karşı durması, bunu davet etmemesi gerekir.
Adaylar çekilince kurultayın ikinci turu yapılamadı. Kurultayın 10 ay ertelendiği söylendi tüzüğe bakmadan ama sonra görüldü ki 45 gün içinde yapılması gerekiyor kurultay.
UBP Meclis Grubu, Genel Sekreter Ersan Saner’in tek adaylığıyla önümüzdeki cumartesi kurultaya gidileceği açıklandı ama adaylığını çeken Sayın Faiz Sucuoğlu, ortaya çıkıp bu kez “Ben adayım” dedi.
Güler misin ağlar mısın? Mademki aday olacaktınız, daha önce neden çekildiniz, neden ikinci tura gitmediniz?
Siz daha neden çekildiğinizi açıklamadan, şimdi “adayım” diyorsunuz ve herkesi şaşırtıyorsunuz.
Sucuoğlu’nun adaylığı nedeniyle cumartesi günü yeniden kurultayın ertelenmesi gündeme geldi, çünkü birden fazla aday olunca farklı bir hazırlık gerekiyormuş.
Tabii Sucuoğlu adaylığını ilan ettiği sıralarda Ersan Saner de başbakan edasıyla diğer partilerle hükümet kurma arayışları yapıyordu ama ilk denemede bunu başaramadı.
Herkes UBP’nin HP ile hükümet kuracağını düşünüyordu ama HP kabul etmedi. Halbuki UBP’liler HP’den yeşil ışık aldığını söylüyordu, demek ki böyle bir ışık yokmuş, demek ki UBP kendi kendine gelin güveyi olmuş…
Tabii yeni pazarlıklarla yeni bir ortaklık olabilir ama şimdilik ne UBP kurultayı yapılabiliyor ne de hükümet kurulabiliyor.
Ülke hükümetsiz, sorunlar dağ gibi ama biz her gün çok tuhaf şeyler yaşıyoruz.
Kara komik şeyler yaşamaktan bıktık, “yaşatacağım” dediğiniz devleti böyle mi yaşatacaksınız?
Evet, birçok vatandaşımızın da çok kabahati var ama yine de bu halk bunları hak etmiyor…
Ülkenin en büyük partisi kurultay yapmaktan aciz, ülkenin siyasileri hükümet kurmaktan aciz, ülkeyi sözde yönetenler iş yapmaktan aciz ama devleti yaşatacaklar ve iki devletli çözüm bulacaklar, hade bakalım kolay gelsin…