Kazakistan, Özbekistan, Türkmenistan ve Kırgızistan'ın da imzacı olduğu Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) kararına ilişkin yeni detaylar, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) ile ilgili önemli diplomatik sonuçlar doğurdu. Söz konusu ülkeler, karar kapsamında adanın tamamı üzerinde Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’ni "tek meşru hükümet" olarak tanıma yükümlülüğü altına girdi.
BMGK kararı, KKTC’nin tanınmaması ve desteklenmemesi yönünde tüm devletlere açık çağrı niteliği taşırken, Türkiye ile KKTC arasında büyükelçi atanması da “ayrılıkçı ve yasa dışı bir adım” olarak nitelendirildi. Kararda, bu adımdan geri dönülmesi gerektiği ifade edildi.
Ayrıca, 1974 Kıbrıs Barış Harekâtı dolaylı yoldan kınanırken, Türk askerinin adadan çekilmesi yönünde çağrıda bulunulması dikkat çekti. Maraş bölgesiyle ilgili olarak ise yerleşime açılmaması ve bölgenin Rum tarafına iade edilmesi talep edildi.
Bu gelişme, Türk Devletleri Teşkilatı’nın (TDT) bir parçası olan bu ülkelerle KKTC arasındaki siyasi ve ekonomik ilişkileri gündeme taşıdı. KKTC kamuoyunda, adı geçen ülkelerle ticaretin ve iş gücü ilişkilerinin yeniden değerlendirilmesi gerektiği yönünde sesler yükseliyor. Özellikle bu ülkelerden mal ithal eden veya iş gücü barındıran firmalara karşı yaptırım uygulanması gerektiği vurgulanıyor.
