Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Türkiye Tüm Bürokratlar ve İş İnsanları Federasyonu (TÜMBİFED) Akademi, Kültür ve Bilim Komisyonu tarafından yılın “Vizyoner Ödülü”ne layık görüldü.
Ödülü, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar adına KKTC İstanbul Başkonsolosu Fatma Demirel aldı.
Cumhurbaşkanı Tatar, yoğun programından dolayı katılamadığı Tüm Bürokratlar ve İş İnsanları Federasyonu Akademi Kültür ve Bilim Ödülleri törenine, Demirel aracılığıyla seslendi.
Cumhurbaşkanı adına ödülü almak üzere törene katılan Demirel, Cumhurbaşkanı Tatar’ın mesajını da okudu.
Tatar, törene gönderdiği mesajda; “Yoğun iş tempomuz ve önceden düzenlenmiş görüşmelerimiz sebebiyle şu anda aranızda olamasam da bana layık gördüğünüz ‘Vizyoner Ödülü”nü kabul etmekten duyduğum mutluluğu sizlere belirtmek isterim” dedi.
Bugün hızla değişen dünyada, geleceğin nasıl şekilleneceğini öngörebilmek ve bu buna uygun çözümler üretebilmenin zorlaştığını belirten Tatar, şöyle devam etti:
“Kıbrıs Türkünün varlığını sürdürebilmek ve bunu güvence altına alabilmek amacıyla yürüttüğümüz siyaset; tarihten ders almak yanında, günümüzün konjonktürünü doğru anlamayı içermektedir.
‘Vizyon’ kavramından naçizane benim anladığım, deneyim ve bilginin yardımı ile geleceğe dair uygulanabilir bir projeksiyon üretmektir.
Verdiğiniz ödül ile bu çalışmalarımızın takdir edildiğini görmek bizleri mutlu etmiştir.
‘Kıbrıs’ta İki Devletli Çözüm’ vizyonumuzu oluştururken, işte bu tarihi ve nesnel gerçeklerden yola çıkarak, Kıbrıs adasında uygulanabilir bir çözüm arayışına, elle tutulur bir cevap oluşturduğumuzu düşünüyorum.
50 yıldan fazladır iki bölgeli, iki toplumlu, federasyon mandası altında sürdürülen ‘Kıbrıs Sorunu Görüşmeleri’ ne yazık ki bir sonuca ulaşamamış, bunun yanında bu durumun bütün mağduriyeti de Kıbrıs Türkü’nün üzerine kalmıştır.
Adadaki var olan durum fiilen zaten iki bölgeli ve adada da iki ayrı toplum değil iki ayrı halk, iki ayrı millet ve iki ayrı kültür varken, doğal sonucun da iki ayrı devlet olduğu gerçeğini cesaretle dile getirmek bize nasip olmuştur.
Bu gerçekle yüz yüze gelmekten kaçınanlar ise ‘adada tek bir halk olduğunu’ iddia edecek kadar gerçek ve bilimle ters düşmüş durumdadırlar.
Ülke ve dünya meselelerini önyargısız, değişik açılardan ve gerçekçi görebilmek, bir siyasetçi özellikle de bir lider için büyük bir sorumluluktur.
Dünyayı dönüştürmek, bir gelecek inşaa etmek elbette insanoğlunun fıtratı dahilindedir, ancak bunu somut gerçekler ve bilimsel verilerin temelinde yapabiliriz.
Kalıplaşmış düşünceleri ve önyargıları aşarak, çıplak gerçeği dile getirebilme cesareti, ancak geleceğe dair berrak bir vizyon sahibi olabilmekle mümkün olabiliyor.
‘İki Devletli Çözüm’ tam olarak bu gerekçeler ve temellerle Kıbrıs Adası’nda huzur ve güven sağlayacak sürdürülebilir bir vizyon sunmaktadır.
Ortadoğu ve Doğu Akdeniz’de son günlerde yaşanan destabilizasyon sorunu yanında, Doğu Akdeniz’in hem bir enerji alanı hem de enerji dağıtım merkezi olma potansiyelinin kışkırttığı çatışma ortamında, iki halkın kendi egemenlik sahalarını belirleyip, yan yana iş birliği içinde yaşaması vizyonu hem barışa hem bölge barışına hem de bölgede süregelen gerginliğin sona ermesine önemli bir katkı sağlayacaktır.
Şahsıma tevdi edilen ödülü, kendi adıma olduğu kadar vizyonumuzu büyük bir destekle onaylayan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti halkı ve bu yolda bize desteğini hiçbir zaman esirgemeyen başta Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere Anavatan Türkiye hükümetleri ve vizyonumuzu oluşturmakta her türlü bilimsel ve siyasi desteği veren çalışma arkadaşlarım adına da kabul etmek istiyorum.”