Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Kıbrıs görüşmeleri nasıl başlar noktasında bütün baskılara göğüs gerdiklerini ve yeni siyasetlerini bir raya oturttuklarını belirterek,  egemen eşitlik ve eşit ulusal statü tanınmadan resmi müzakerelere geçmelerinin mümkün olmadığını vurguladı.

“Kıbrıs Türkü vardır, varlığını devam ettirecektir” şeklinde konuşan Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, bu ülkede Kıbrıslı Türklere yapılan haksızlıkların ve hala uygulanan çağ dışı ambargolarla izolasyonların aşılması için uğraşlarına devam edeceklerini söyledi.

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın hem 77., hem de 78. BM Genel Kurullarında Kıbrıs Türklerinin siyasetini gündeme taşımasının önemine işaret eden Cumhurbaşkanı Tatar, “TC Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ambargoların artık çağ dışı ve zulüm niteliğinde olduğunu, bunların Kıbrıslı Türk halkına uygulanmasının dünya devletlerinin kendi prensip ve ilkeleriyle ne kadar çeliştiğini ifade etmesi bizim siyasetimize güç vermiştir” dedi.

Cumhurbaşkanı Tatar, Concorde Otel’de bugün bir grup gazeteciyle düzenlediği kahvaltılı toplantıda,  Cumhurbaşkanlığındaki 3. yılını ve Azerbaycan ziyaretini değerlendirerek, soruları yanıtladı.  

Basın mensuplarına toplantıya katıldıkları için teşekkür eden Cumhurbaşkanı Tatar, farklı görüşlerde olsalar da basın mensuplarıyla ilişkisini her zaman iyi tuttuğunu söyledi.

Temennisi ve dileğinin halkın daha müreffeh yarınlara ulaşabilmesi, bu topraklarda daha güvenli yaşayabilmesi olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Tatar, “Hepimizin bu mücadelede büyük katkıları olduğuna inanmaktayım. Benim siyasetime veya temsil ettiğim zihniyete farklı bakanlara hiçbir zaman itham edici konuşmalarım olmamıştır” dedi.  

Kendisinin hep insanlarla bir arada olmak, görüşü ne olursa olsun halkın içinde olmak, farklı basın mensuplarıyla muhabbetini ileriye taşımaya çalıştığını belirten Cumhurbaşkanı Tatar, hizmete devam için elinden geldiği kadar ekip ve çalışma arkadaşlarıyla istişare içinde hareket ederek, bir şeyler üretip başarabilmek için çalıştığını kaydetti. Tatar, 

Işık Kitabevi 36'ncı Kitap Fuarı 29 Ağustos’ta başlıyor Işık Kitabevi 36'ncı Kitap Fuarı 29 Ağustos’ta başlıyor

Kıbrıs Türk halkının sesinin kendi başına bir yere kadar çıkabildiğini, Türk Devletler Teşkilatı’nın Kıbrıslı Türkler için organize ettiği bazı görüşme ve temasların hemen Güney Kıbrıs ve müttefikleri tarafından engellenmeye çalışıldığını kaydetti.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, karşı tarafın zihniyetinin Kıbrıslı Türklerin tanınmayı hak etmediği yönünde olduğuna işaret ederek, Güney Kıbrıs’ın Kıbrıslı Türkleri tamamıyla dünyadan izole etmeye ve sesini kısmaya çalıştıklarını vurguladı.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, BM’nin esas parametreleri ve teamüllere değinerek, bir anlaşma olacaksa “Freely Negotiable” ve “Acceptable” dedikleri esas kavramlar, yani serbestçe ve özgürce müzakereden sona her iki tarafın da onaylayacağı bir anlaşma olabileceğini aktardı.

Kıbrıs’ta iki ayrı halk, iki ayrı yapı, iki ayrı demokrasi olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Kıbrıs Türk halkının aslında 1963’lerden beri kendi devletiyle yoluna devam ettiğini belirtti.

15 Kasım’da KKTC’nin 40. yılının kutlanacağını ama devletin temellerinin 21 Aralık 1963’te şu andaki Cumhurbaşkanlığı sarayında atıldığını ifade eden Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs Türklerinin silah zoruyla Kıbrıs Cumhuriyeti’nden dışlandığını ve kendi geleceğini kurmak ve kurgulamak durumunda kaldığını kaydetti.  

Cumhurbaşkanı Tatar şöyle devam etti:

“Aslında 60. yılımızdayız. Yani Kıbrıs Cumhuriyeti’nde 3 sene orada ortaktık, kurucu ortaktık.  Dolayısıyla Rumların kendi kendilerini yönetme geçmişi bizden daha eski değildir. Bizden daha öncesi İngiliz sömürge yönetimi. 1878 öncesi 350 yıl Osmanlı devletinin yönetimiydi. Dolayısıyla Rum Yönetimi’nin bu topraklarda devlet tecrübesi bizden daha fazla değildir. 

Kıbrıs meselesinin 60 yıldır devam ettiğine işaret eden Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, 1968’de başlayan resmi temas ve müzakerelerin üzerinden geçen onca zamana karşı netice vermediğini kaydetti.

Cumhurbaşkanı Tatar, İngiltere’nin eski Dışişleri Bakanı Jack Straw’un “Ben de o kabahatin bir parçasıyım, Annan Planı’ndan sonra Kıbrıslı Rumların tek taraflı AB’ye alınmasına ben de imza koydum pişmanım ve gerçekten kandırıldık, Kıbrıslı Türklere büyük haksızlıklar yapıldı” demesiyle dünyaya önemli bir mesaj verdiğini belirtti.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, bu dönemde çok ağır eleştiriler aldıklarını, neresi olursa olsun gidip, resmi olmasa da temaslarda bulunarak Kıbrıs Türklerinin hassasiyetlerini, duruşunu anlatmaya çalıştıklarını söyledi.

Azerbaycan temaslarına da değinen Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Azerbaycan temaslarının bir milat niteliğinde olduğunu vurguladı.

Ziyaretin önceden planlandığını ancak gerçekleştirilemediğini çünkü farklı baskılarla belli bir takım sıkıntılar yaşandığını belirten Cumhurbaşkanı Tatar, Karabağ zaferinden sonra Azerbaycan’a bu resmi davet sıfatıyla 200 kişilik bir heyetle gidilmesinin önemine vurgu yaptı. Tatar, kendilerine bir bakıma devlet başkanı muamelesi yapıldığını kaydederek, gösterilen ilgi ve misafirperverliğin en üst protokol muamelesi olduğunu belirtti.

Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev’in “Türk Birliği, Türkiye Cumhuriyeti ile hep birlikte KKTC’nin tanınma yolunda daha da ileriye gitmesi için mücadelemize devam edeceğiz” demesinin çok önemli olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Tatar, görüşmenin çok samimi bir şekilde gerçekleştiğine işaret etti.

Görüşmede Aliyev’i 20 Temmuz 2024’te Kıbrıs Barış Harekatı’nın 50. Yıldönümü etkinliklerine davet ettiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Tatar, “İnşallah geliriz” cevabı aldığını belirtti. Tatar, bunların yavaş yavaş KKTC gerçeğinin bütün dünyaya tanıtılmasına katkısı olacağını kaydetti.  

Kıbrıs görüşmeleri, müzakereleri nasıl başlar noktasında bütün basıklara göğüs gerdiklerini ve yeni siyasetlerini bir raya oturttuklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, egemen eşitlik ve eşit ulusal statü tanınmadan resmi müzakerelere geçmelerinin mümkün olmadığını yineledi.

Cumhurbaşkanı Tatar, “Güney ve batı ülkeleri bizleri ne kadar masaya çekmeye çalışsa da bizim pozisyonumuz açık ve nettir. Biz artık federal temelde görüşme yapmayacağımızı, çünkü Annan Planı ve Crans Montana’dan sonra federal temelde anlaşmanın bir neticeye gideceğinden hiçbir umudumuzun olmadığını kabul ettik.” dedi.

Bugünlerde yapılan “envoy”(temsilci) tartışmalarına da değinen Cumhurbaşkanı Tatar, şöyle konuştu:

“İki yıl önce yine ısrarla gündeme getirildiğinde de 'special  envoy' denilen ve Güvenlik Konseyi’yle muhatap olabilecek, genel sekreteri de aşacak bir atamayla federal çerçevede ve Güvenlik Konseyi parametreleri doğrultusunda bir müzakere başlaması anlayışının geliştirilmesine evet demeyeceğimizi vurgulamıştık. Buradan da vurgulamak istiyoruz.”

-"Pozisyonumuz nettir"

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, ortak zeminin yakalanmasıyla müzakerelerin gerçekleştirilebileceğini, bir anlaşma olacaksa iki devletin işbirliğiyle olacağını vurgulayarak “Pozisyonumuz nettir, Türkiye’nin de desteğiyle her şey açık ve net. Bu istikrarı sürdürmeye çalışıyoruz. İnşallah Türk devletler teşkilatında daha güçlü bir cephe bizim siyasetimize destek verir” dedi.

Cumhurbaşkanı Tatar Kıbrıs’ın önemine de değinerek, Kıbrıs denildiğinde sadece adanın toprağının değil, deniz yetki alanları, kara suları, ekonomik münhasır bölge hakkı ve hukukuyla mavi vatanın akla geldiğine işaret ederek, KKTC’nin değerinin her geçen gün arttığını söyledi.

Kıbrıs’ın 2023’te bambaşka bir jeostratejik ve jeopolitik pozisyon kazandığına dikkat çeken Cumhurbaşkanı Tatar, KKTC’nin bölgenin istikrarı ve ulusal güvenliği, Türk-Yunan dengesi için önemini vurguladı.

Kıbrıs kuruluş anlaşmalarına da atıfta bulunan Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, bu anlaşmalarda Türkiye ve Yunanistan’ın birlikte üye olmadıkları bir topluluğa Kıbrıs’ın giremeyeceğinin yer aldığını ancak Türkiye’nin üyesi olmadığı AB'a Güney Kıbrıs’ın tek başına alındığını anımsattı.

İki devletli siyasetin bu bölgenin geleceği ve siyasi istikrar için önemini vurgulayan Cumhurbaşkanı Tatar, bu politikada da olduğu gibi Kıbrıslı Türklerin hiçbir zaman yalnız olmadığını, yalnız olduğu zaman başına nelerin geldiğini görmenin çok zor olmadığını söyledi.

Bu yolu hep Türkiye ile birlikte yürüdüklerine işaret eden Cumhurbaşkanı Tatar, “Yeni siyasetimiz Türkiye ile örtüşen ve ortak mili bir davadır. Türkiye’nin bakış açısı nettir, geri dönüşü yoktur” dedi.  

Cumhurbaşkanlığı’ndaki 3. yılını doldurduğuna dikkat çeken Tatar, bu süreçte yanında olan herkese teşekkür etti.

Görevi süresince halkıyla iç içe olduğunu, hükümetle iyi ilişkiler içinde grevini yürüttüğünü anlatan Cumhurbaşkanı Tatar, yürütülen siyaset konusunda hükümetin desteğinin de önemli olduğunu vurguladı.

Muhalefetle de istişare içinde çalışmaya gayret gösterdiğini, bunun için her türlü çabayı göstermeye çalıştığını anlatan Cumhurbaşkanı Tatar, basının önemine de işaret etti.

Basının çok daha etkili hale geldiğine değinen Cumhurbaşkanı Tatar, ülkenin yasalarına dikkat ederek görevlerini sürdürmelerinin önemine değindi.

Dünyada yaşanan savaşlara, Rusya-Ukrayna savaşına işaret eden Cumhurbaşkanı Tatar, her an her şeyin olabileceğini “bundan sonra savaş olmaz” ve “Kıbrıs’ta barış engellenemez söylemlerinin” artık doğru olmadığını söyledi.

Kıbrıs konusu dışında Cumhurbaşkanlığı’nın desteklediği bir çok sosyal sorumluluk projeleri olduğuna da değinen Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, bu projelerin eşi Sibel Tatar tarafından da desteklendiğini kaydetti.

-“Yeniden Cumhurbaşkanı adayı olacağım”

Cumhurbaşkanı Tatar sorulan bir soru üzerine, sağlığının ve aklının yerinde olduğunu, yeterli deneyimin de bulunduğunu söyleyerek, bir sonraki seçimde yeniden Cumhurbaşkanı adayı olacağını belirtti.