Türkiye Cumhuriyeti (TC) Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, tarımda ve gıdada arz güvenliğini sağlamanın hayati bir unsur olduğunu vurgulayarak, Türkiye’de ve KKTC’de planlı, altyapısı iyi çalışılmış tarımı geliştireceklerini kaydetti.

Proje ile KKTC’de toprağı, suyu daha iyi tanıyacaklarını, geleceğe dönük projeksiyonlar yapacaklarını belirten Yılmaz, teknik çalışmaların ve bilimsel verilerin yanı sıra ortak akılla hareket etmenin de çok kıymetli olduğunu ifade etti.

Başbakan Ünal Üstel de, su projesinin hayata geçirilen en yaşamsal projelerden biri olduğunu kaydederek, “Zaman bu projeye karşı çıkanları değil, bizim gibi projenin hayata geçirilmesini savunanları haklı çıkardı” dedi.

Başbakan Üstel, Türkiye ile birlikte bir ve kardeş olarak, birbirlerine tam güven ve uyum içerisinde yürüdükleri sürece Kıbrıs Türk halkının gerçekleştiremeyeceği hiçbir büyük proje ve hayal olamayacağına vurgu yaptı.

TC Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, KKTC Su ve Toprak Kaynakları Master Planı Açılış Toplantısı’ndaki konuşmasına, katılımcıları selamlayarak başladı ve toplantının hayırlara vesile olmasını temenni etti.

Yılmaz, katılımcılara, tüm bu çalışmalarda kendilerine liderlik yapan, vizyonuyla çalışmaları motive eden ve her türlü desteği sunan TC Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın selamlarını da iletti.

Kendisinden önceki konuşmacıların teknik detayları ortaya koyduğunu ve çok önemli verileri paylaştığını kaydeden Cevdet Yılmaz, projenin çok kritik bir proje olduğuna vurgu yaptı.

Tarım ve gıda sektörünün stratejik sektörler olduğunun altını çizen Yılmaz, bunların modası hiçbir zaman geçmeyecek sektörler olduğuna dikkat çekti. İnsanlık tarihine de bakıldığında sanayi devriminden önce tarım devrimi olduğuna işaret eden Yılmaz, “Tarımda ileri giden toplumlar, tarımsal verimliliği artıran toplumlar, sanayileşmede de çok daha hızlı yol almışlardır. Dolayısıyla tarım ve gıda hiçbir zaman ihmal edilebilecek bir alan değil, çok kıymetli bir alan” diye konuştu.

Son dönemlerde küresel iklim değişikliği, Covid-19 gibi bulaşıcı hastalıkların, Ukrayna-Rusya savaşı gibi jeopolitik gerilimlerin, tarımın, gıdanın stratejik yönünü çok daha güçlü bir şekilde ortaya koyduğunu ifade eden TC Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, “Öyle ortamlar yaşadı ki dünyamız paranızla bile belli imkanları bulamaz hale geldiniz. Gelecekte de bu anlamda ciddi meydan okumalarla karşı karşıya olduğumuz açıktır” dedi.

Tarımda, gıdada arz güvenliğini, belli bir yeterlilik düzeyini sağlamanın hayati bir unsur olduğunu vurgulayan Yılmaz, bu bilinçle ve farkındalıkla projeye yaklaşmak gerektiğini kaydetti.

Bilginin, bilimin, planlı, programlı çalışmanın önemini de belirten Cevdet Yılmaz, “Elbette iyi niyetle birçok proje yapabilirsiniz, faaliyet yürütebilirsiniz ama bu faaliyetlerin bu projelerin sonuca ulaşması, etkili olması için planlı programlı çalışmak son derece kıymetli” dedi.

18 yılını Devlet Planlama Teşkilatı’nda geçirdiğini paylaşan TC Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, “Tanımadığınız şeyi yönetemezsiniz. Ölçmediğiniz, analiz etmediğiniz bir konuyu sağlıklı bir şekilde idare edemezsiniz. Dolayısıyla bu proje kapsamında yapılacak ölçümler, analizler, değerlendirmeler çok çok kıymetli” diye konuştu.

TC-KKTC Tarım Bakanlıkları şahsında böyle bir projeyi oluşturan, emeği geçen herkesi kutlayan ve teşekkür eden Cevdet Yılmaz, bu projeyi gerçekleştirmekle KKTC’de toprağı, suyu daha iyi tanıyacaklarını, geleceğe dönük projeksiyonlar yapacaklarını söyledi. Bir taraftan afet risklerini tespit edip, onları engellerken, diğer taraftan su potansiyeline göre bitki deseni oluşturacaklarını belirten TC Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, yenilenebilen enerji ile tarım politikalarını entegre edeceklerini kaydetti.

Teknik çalışmaların ve bilimsel verilerin yanı sıra ortak akılla hareket etmenin de çok kıymetli olduğunu vurgulayan Yılmaz, proje kapsamında özellikle KKTC’deki çiftçiler, tarım sektörünün paydaşlarıyla yararlı istişareler yapılacağına inanç belirtti. Katılımcı bir anlayışıyla paydaşların, bakış açıları, fikirleri, beklentileri, ihtiyaçlarının programa yansıyacağını ifade eden Cevdet Yılmaz, Türkiye ile KKTC’nin planlı, programlı bir şekilde iş birliği yürüteceğini söyledi. Yılmaz, Master Planı sonrasında da planı, programı destekleyici çeşitli projelerle de çok daha verimli bir yapı oluşacağını kaydetti.

“Su çok kıymetli ve giderek kıymeti daha çok artacak” diyen Yılmaz, tarımsal destekleme politikalarından, bitki desenine varıncaya kadar her konuda su varlığını dikkate alarak, bir planlama yapılması gerektiğini vurguladı.

Kullandıkları suyun yüzde 77’sini tarımda kullandıklarını dile getiren Yılmaz, içme suyu ve sanayinin daha az bir paya sahip olduğunu belirtti. Yılmaz, tarımda su verimliliği arttığında toplam su verimliliğinin de arttığına dikkat çekti.

Rum Enerji Bakanından açıklamalar Rum Enerji Bakanından açıklamalar

Suyun verimli kullanılmasının altını çizen TC Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, “Esas olan suyu daha verimli kullanmak, giderek teknolojinin imkanlarından daha fazla faydalanmak ve bu verimlilikle birlikte aynı miktarda su ile daha fazla miktarda ürünü, katma değeri oluşturmak… İnşallah bu projemiz bunlara vesile olacak” dedi.

Projeye katkıda bulunan herkese şükranlarını sunan TC Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, Devlet Su İşleri ve KKTC’deki kurumlara da teşekkür etti. Yılmaz, “Bu anlayışıyla Türkiye’de ve KKTC’de planlı, altyapısı iyi çalışılmış bir tarımı geliştireceğiz” şeklinde konuştu.

Tarımsal üretim artışının gıda sektörü başta olmak üzere sanayileşmeye, ticarete güç vereceğini ifade eden Yılmaz, çiftçinin artan gelirinin ekonomiyi büyüteceğini, canlandıracağını söyledi.

En üst düzeyde siyasi iradenin de çok önemli olduğunu vurgulayan TC Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, destekleri nedeniyle TC Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a şükranlarını sundu. Yılmaz, Cumhurbaşkanı Tatar ve Başbakan Üstel’e de teşekkür etti.

Ercan Havalimanı yeni terminal binasını ilk defa gördüğünü ve gurur duyduğunu ifade eden Yılmaz, “Çok büyük bir proje, büyük bir başarı… Bunu hep birlikte başardık. Yeni, yeni başarılara da imza atmamız lazım” dedi.

Özgüven içerisinde bilgiye, katılımcılığa önem vererek ve hayalleri programlara, projelere dönüştürüp, gerçekleştirerek, yürüyeceklerini belirten TC Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, Türkiye Yüzyılının, yüz yıllık cumhuriyet birikiminin zemininde yeni atılımlara, hamlelere hazırlandıkları bir dönem olduğunu söyledi. Bunu birlikte başaracaklarını dile getiren Yılmaz, “Gereksiz tartışmalar, enerjimizi boşa harcadığımız meselelere değil başarıya, vatandaşın taleplerini, beklentilerini esas alan, vatandaşın memnuniyetini, yaşam kalitesini hedefleyen bir anlayış içerisinde yolumuza devam edeceğiz” şeklinde konuştu.

Başbakan Ünal Üstel de konuşmasında, “Su hayattır. Su yoksa hayat da yoktur” diyerek, suyun tüm insanlık ve canlılar için yaşamsal bir ihtiyaç olduğuna vurgu yaptı.

Kurak bir ada ülkesi olan ülkenin yüzyıllardır susuzlukla boğuşmak zorunda kaldığını dile getiren Üstel, bu nedenlerden dolayı, su meselesinin, tarih boyunca Kıbrıs adasının en öncelikli konuları arasında yer aldığını belirtti.

Türkiye’den su getirilmesi projesinin 1960’lı yıllarda ilk kez yüksek sesle dile getirilmeye başlandığını, 1980’li yıllarda siyasal bir söylem haline dönüştüğünü, 1990’lı yıllarda balonla denendiğini ancak sürdürülemediğini ifade eden Üstel, borularla su getirilmesi projesinin ilk kez 2009 yılında tek başına iktidarda oldukları bir dönemde hükümet programlarında yer aldığını anlattı. Projenin, 2012 yılında iktidarları döneminde temeli atıldığını, 2015 yılında ilk etaplarının tamamlandığını ve hayata geçirilen en yaşamsal projelerden biri olduğunu vurgulayan Üstel, “Zaman bu projeye karşı çıkanları değil, bizim gibi projenin hayata geçirilmesini savunanları haklı çıkarmıştır” dedi.

Üstel, projenin kullanma suyu etabından sonra ikinci en büyük etabı olan tarımsal sulama etabının ilk aşamalarının tamamlandığını görmekten sadece bir başbakan olarak değil, bir Kıbrıs Türkü olarak büyük bir heyecan ve mutluluk duyduğunu ifade etti.

Asrın Projesi diye adlandırılan bu dev projenin, asla gerçekleşemez diyenlerin aksine etap etap gerçekleştiğine dikkat çeken Başbakan Üstel, hayallerin gerçeğe dönüşmesinde önemli bir pay sahibi olan TC Cumhurbaşkanı Erdoğan ile TC Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz ve Türkiye Cumhuriyeti hükümetine teşekkür etti.

Kablo ile elektrik projesinin de 1984 yılında yine kendileri tarafından dile getirilen projelerden bir tanesi olduğunu dile getiren Başbakan Üstel, “Yıllar sonra, elektrik hayalini gerçeğe dönüştürmek üzere ilk adımları atmayı Allah bize nasip etmiştir. İnşallah bir hayalin daha gerçeğe dönüştüğüne hep birlikte tanıklık edeceğiz” dedi.

-“Türkiye ile birlikte bir ve kardeş olarak Kıbrıs Türk halkının gerçekleştiremeyeceği hiçbir büyük proje ve hayal olamaz”

Başbakan Üstel, Türkiye ile birlikte bir ve kardeş olarak, birbirlerine tam güven ve uyum içerisinde yürüdükleri sürece Kıbrıs Türk halkının gerçekleştiremeyeceği hiçbir büyük proje ve hayal olamayacağına vurgu yaptı.

KKTC’ye Su İletim Projesi’nin 2. etabı olan “Güzelyurt ve Mesarya Ovası Sulama Projesi” kapsamında Türk mühendislerce 5.7 kilometre uzunluğunda muazzam bir tünel inşa edildiğini dile getiren Üstel, bunun yanında Güzelyurt Ovası ve Mesarya Ovası ile suyu buluşturmak için kilometrelerce su iletim hattı yapıldığını ve yapılmaya devam edildiğini ifade etti.

Şu anda Güzelyurt Ovasında 18 bin dekarın sulanmasını sağlayan projenin, tüm etapları ile tamamlandığında, Güzelyurt’ta yaklaşık 35 bin, Mesarya Ovası’nda ise yaklaşık 98 bin dekar arazinin sulanmasının mümkün olacağını belirten Üstel, “Proje tam manası ile tamamlandığında 75 milyon metreküplük Türkiye’den gelen can suyu, topraklarımıza ve insanımıza can verecek, hayat verecek. Bunun Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti için anlamı çok büyüktür” diye konuştu.

Dünya genelinde yaşanan iklim krizi ve bunun yarattığı etkilerle su kaynaklarının her geçen gün azaldığını, ülkelerin su için savaşmanın eşiğine geldiğini veya savaştığını anlatan Başbakan Üstel, “O yüzden Türkiye’nin kendi topraklarından çıkan can suyunun KKTC’ye taşınması finansal bir olaydan öte yaşamsal bir olay olarak karşımızda durmaktadır” dedi.

Başbakan Üstel, “KKTC bir ada olarak büyük bir tarım ülkesi olmayabilir. Ama kendi topraklarımızda, kendimizin ve ülkemize dışarıdan gelen misafirlerimizin gıda ihtiyacını karşılamak son derece önemlidir, hayatidir, ekonomiktir ve stratejiktir” şeklinde konuştu.

Suyun Güzelyurt Ovası ile buluşmasının yıllardır yetiştirilen ancak kuraklık ve tuzlanma ile birlikte her gün azalan narenciyenin korunması demek olduğunu belirten Başbakan Üstel, buna bağlı olarak orada kurulan narenciye işleme fabrikaların ayakta kalması, çalışanların iş ve aş bulmaya devam etmeleri demek olduğunu dile getirdi.

Özetle bunun oradaki eko sistemin korunması demek olduğunu ifade eden Üstel, “Eko sistemin korunması, aş demektir, iş demektir, bölge insanının göç etmek zorunda kalmaması demektir” dedi.

Narenciyenin sadece bölge için değil aynı zamanda işlenmiş süt ürünlerinden sonra ikinci en büyük ihraç kalemi olması bakımından ülke ekonomisi açısından da son derece önemli olduğunu vurgulayan Başbakan Üstel, suyun Mesarya Ovası ile buluşmasının da ülke tarımı üzerinde son derece olumlu etkiler yaratacağını kaydetti.

Suyun gelmesi kadar, ne şekilde ve nasıl kullanılacağının da son derece önemli olduğunu belirten Üstel, tarım sektörünün, yapılacak master plana göre yeniden revize edilmesi, burada belirlenecek daha verimli tarım modellerine geçilmesinin de bir bütünsellik içerisinde ele alınması gerektiğini ifade etti. Üstel, bu konuyu da en az suyun gelmesi kadar önemsediklerini ve çalışmalarını sürdürdüklerini söyledi.

“KKTC’yi dünya ile buluşturmak gibi bir hedefimiz var” diyen Üstel, dünya ile buluşmak için dünyaya da hazır olmak gerektiğini belirterek, bu hedef doğrultusunda emin adımlarla, Türkiye ile el ele, gönül gönüle ilerlemeye devam ettiklerini vurguladı.

Bu anlayışla çalıştıklarını ve büyük projeleri hayata geçirmek için gerekli adımları attıklarını dile getiren Üstel, su projesi ve havalimanı projesi örneklerini verdi. Başbakan Üstel, enterkonnekte sistemle Türkiye’den kablo ile elektrik getirilmesi projesinin de bunlardan biri olduğunu söyledi.

Türkiye ile imzalanan Mali ve İktisadi İşbirliği Anlaşmasında yer alan, karayollarının geliştirilmesi, sağlık ve eğitim alanındaki yapısal iyileştirmeler, teknoloji alanında atılacak adımlar, hızlı internete geçiş gibi süreçlerin hep bu vizyona uygun adımlar olacağını belirten Üstel, en büyük desteği her zaman olduğu gibi anavatan Türkiye’den gördüklerini kaydetti.

Asrın en büyük projelerinden biri olan su projesine tam destek vererek, bu büyük hayalin 3 yıllık kısa bir sürede hayata geçirilmesini sağlayan Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’a şükranlarını sunan Üstel, su projesini 2009 yılında hükümet programına alan dönemin Başbakanı Derviş Eroğlu’na saygılarını sundu. Projenin ilk adımlarını ve temelini atan rahmetli Başbakanlardan İrsen Küçük’ü de saygıyla anan Üstel, projede emeği bulunanlara teşekkürlerini sundu.