GÜNDEM

Sıla Usar İncirli’den duygulandıran paylaşım

CTP Milletvekili Sıla Usar İncirli, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda herkesi duygulandırdı.

İşte o paylaşım

“Sevgili ailem,

Aylardan sonra sizlere ilk defa mektup yazma fırsatı buldum. Bugünle birlikte tam dört aydır bu bölgedeyim. Mektuplarınızı götürecek olan helikopter şimdi köye indi. Ben yukarı tepede bir mevzideyim. Bunun için kısa kesmek zorundayım. O korkunç saldırıdan sağ çıktım. İnşallah yakında kavuşacağız.

14 Ağustos 1964

………..

2000 kişilik bir Yunan ordusu ve 5-6 yüz mücahit arasındaki müsbetsiz bir mücadele. Havan, bazuka, top, hücumbot ve uçak bombalamaları altındayız... Dolu misali mermi yağıyor. İrili ufaklı dolular. Günde en azından 300 tane havan mermisi yağıyor. Çarpıştık.. Elimizden geleni yaptık. Nihayet Erenköy’e çekildik. Yarı geceden sonra, karanlıkla.. Çok şükür ki çekilirken hiç zayiat vermedik. Kavuşunca bol bol anlatırım bu günleri.

Bilmem haberiniz var mıydı? Ben ben 14 Nisan’dan beri bu bölgedeyim. Benden bu milletin beklediğini yapıyor ve bununla da kıvanç duyuyorum.

Canım kadar sevdiğim iki arkadaşım da bundan bir ay önce gözümün önünde şehit oldu. Haberiniz vardır herhalde. Salahi ve Süleyman; nur içinde yatsınlar. O meşum infilakte oradaydım, yaralanmadan kurtuldum. Hüseyin Celal’i görmedinizse gidip görünüz. Gördünüzse bir daha görünüz. Ona okuyacak kitap götürün. Kitap okumasını çok sever O. Ama edebi olsun götüreceğiniz kitaplar.

Sizleri çok özledim. Benden yana hiç merak ve endişeniz olmasın. Silahıma bunun yanında da kendime güvenim tamdır.

Sizlerin ellerinden, küçük kardeşlerimin gözlerinden öperim.

Selam ve sevgiler,

Naci Talat

20 Ağustos 1964

………..

Burada havalar berbat gidiyor. Soğukla beraber yağmur da yağıyor. Kasım sonlarında başlayan yağmurlar hala daha devam ediyor. Etraf sade çamur.

Bana birkaç çift yün çorap, itinayla işlenmiş bir kazak ile kalın bir pantolon gönderin. Babamın polis pantolonlarını daraltıp gönderir misiniz?

Herkese selam ve sevgilerimle,

Naci Talat

12 Ocak 1965”

2 yıl boyunca ölümle burun buruna, yokluklar içinde Kıbrıslı Türkler’in varoluş mücadelesinde bir efsaneyi yaratan üniversiteli gençlerin anıları önünde saygıyla eğiliyorum. Elbette onlar bu mücadeleyi verirken gelecek nesiller için çok daha güzel bir ülke hayal etmişlerdi. Bugün bizlere düşen bu mücadeleye yaraşır bir ülke için daha çok çalışmak, yapılan hatalardan vaz geçerek hem onları hem de çocuklarımızı hayal kırıklığına uğratmamaktır.

Fotoğraf: Erdal Camgöz, Naci Talat