Alithia “Trikomo’daki (İskele) Gökdelenlere Karşı Yasal Düzenleme… Hükümetin İşgal Bölgelerindeki Kıbrıs Rum Mallarıyla İlgili Suçu Engelleme Önlemleri Merakla Bekleniyor” başlıklı manşet haberinde "yasal düzenleme" çalışmasının, Hukuk Dairesi’nin katkısı ile Dışişleri Bakanlığı tarafından yürütüldüğünü yazdı.
Sözcü Konstantinos Letimbiotis’in, Rum yönetiminin KKTC’deki gelişmeleri “yakından takip ettiği ve engellemek için alınabilecek bütün önlemleri incelediği” açıklamasını da hatırlatan gazete, gerek Rum yönetiminin alacağı önlemlerin, gerekse KKTC’de devam eden durumu “engelleyebilecek kadar dinamik olacak” yasa tasarısının merakla beklenmekte olduğuna dikkat çekti.
Gazete gökdelenler ve yüzlerce konut inşa edilen İskele’de tam bir inşaat ve ekonomik patlama yaşanmakta olduğunu ancak bütün bu inkişafın eski Rum malı araziler üzerinde gerçekleştiğini yazdı.
Rum Dışişleri Bakanlığı’nın yıllardır durumdan haberdar olduğu ve Hristodulidis’in Dışişleri bakanlığı döneminde bu gelişmelerin engellenmesi için müdahale etmesinin istendiği belirtilen haberde, sözde “Trikomo Muhtarı”nın, SİGMA TV’ye yaptığı açıklamada Rum yönetimini, KKTC’deki eski Rum mallarıyla ilgili gelişmeler karşısında eylemsiz kalmakla suçladığı hatırlatıldı.
Gazete, Rum yönetimince önlem alınabileceğini ancak Kıbrıs müzakereleri başlamadıkça, alınacak önlemlerin devam etmekte olan durumu engelleyemeyeceğinin ortada olduğuna işaret etti “Sözcü geçen hafta çeşitli hukuki önlemler üzerinde çalışıldığını açıklamıştı ancak şu anda ivedi olan Kıbrıs müzakerelerini yeniden başlatma çabasıdır çünkü bu faaliyetler, mal gaspları Kıbrıs sorununun çözülmesiyle kesin ve sürekli engellenebilir” ifadesine yer verdi.
Habere göre KKTC’deki eski Rum mallarının “gasp edildiğine” dair iddiaların Rum medyasına yansıması üzerine, sözde “İşgal Belediyeleri Komitesi” dün bir açıklama yayımlayarak “alarm verilmesi ve Rum yönetiminin oluşturulan yeni emrivakilere tepki yaratmak üzere süratle, çeşitli istikametlerde (BM Genel Sekreterliği, Güvenlik Konseyi, Avrupa Komisyonu, Avrupa Konseyi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) vb) harekete geçmesi gerektiğini” iddia etti.
