Tatar: İstinaf sürecinde mücadelemiz devam edecek Tatar: İstinaf sürecinde mücadelemiz devam edecek

UBP Güzelyurt Milletvekili Dr. Ziya Öztürkler, 7 Ekim’den bu yana devam eden Filistin-İsrail Savaşı’nda yaşanan soykırıma dikkat çekerek, İsrail saldırılarının bir an önce durdurulması gerektiğine, savaşla birlikte yaşamlarını yitiren sivillerin ve suçsuz çocukların katledilmesinin insanlık ayıbı olduğuna dikkat çekti.

UBP Milletvekili Öztürkler, “Bugün, İsrail’in Gazze’deki saldırıları ve yıllardır yürüttüğü şiddet doktrini ile masum çocukların yaşam hakkını, eğitim hakkını, beslenme, sağlık, barınma gibi temel haklarını ihlal etmekte ve tüm dünyanın gözü önünde geleceklerini ellerinden almaktadır. Suçsuz çocukların Gazze’de soykırıma uğradıkları gerçeğine karşı Birleşmiş Milletler sınıfta kalmıştır. 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü ilan etmekle olmuyor. Can kayıplarının 12 bini geçtiği değerlendirilmektedir. Gazze'de 3 haftada öldürülen çocuk sayısının ise dünyada son 4 yılda öldürülen çocuk sayısının üzerinde olduğu bilinmektedir. Bir an önce bu soykırım durdurulmalıdır. İsrail ordusu, 229 sağlık kuruluşuna saldırmış, 20’ye yakın hastane saldırılar sonucunda çalışamaz hale getirilmiştir. Buna karşı sesimizi yükselmezsek, tarih ve vicdanlarımız bizi yargılayacaktır. Tüm dünya sessiz kalsa dahi Kıbrıs Türkü aynı acılardan geçen bir toplumdur. Bu konuda sesimizi yükseltmek bizlere tarihin verdiği sorumluluktur” dedi.

UBP Güzelyurt Milletvekili Öztürkler, “Meclis Genel kurulunda bu konuda çeşitli defalarda yüreğimde yanan acı ateşle konuşmuş, saldırılara karşı sesimizi yükseltmemiz gerektiğine dikkat çekmiştim. Bugün, hastaneler bombalanmakta, siviller hedef alınmakta, masum çocukların yaşamları ellerinden alınmaktadır. 7 Ekim 2023 tarihinde başlayan Filistin-İsrail Savaşında 43 gün geride kaldı. Ortaya çıkan tablo insanlık adına utanç duyulması gereken, insan hakları ihlallerinin, savaş suçlarının işlendiği bir hal almıştır. Gelinen aşama uluslararası hukukun sorgulanmasını kaçınılmaz kılmaktadır. Orantısız bir savaşın hepimize düşündürmesi gerekenleri tarihi süreçler net olarak ortaya koymaktadır. Erenköy’de, Baf Direnişi’nde, Muratağa-Sandallar’da Geçitkale- Köfünye saldırılarında aynı acıları yaşamış bir toplum olarak, sesimizi mazlum olandan yana yükseltmeliyiz”.

Tarihi süreç boyunca İsrail’in Filistin topraklarındaki yayılmacı politikasına karşı dünyanın sessiz kalmaya devam ettiğini belirten Öztürkler, “Siyonist hareketin doğması ile 1882 yılında Filistin topraklarında 600 bin nüfus yaşarken bu oranın sadece %4’ünü oluşturan Yahudi azınlığın 1948’e kadar yerleşim amaçlı göç ettiği topraklarda yıllar içerisindeki yayılma hızı oldukça ürkütücüdür. Anavatanlarında azınlığa düşen Filistin halkına yönelik yıllardır sistematik bir yok etme planı devrededir. 1914’de genel nüfusun 815 bin olduğu ve Filistin topraklarında Yahudi nüfus 85 bin, yani sadece %10 olduğu düşünüldüğünde süreç hızlıca çatışmalara yol açacak şekilde ilerlemiştir. Filistin topraklarında 1931’de genel nüfusun 1 Milyon 207 bin olduğu ve Yahudi nüfusun 174 binlere (%14) hızlıca ulaştığı, 1948’de ise masa başında ilan edilen İsrail devleti sonrası da burada 2 Milyon olan genel nüfusun 650 bin 341’i yani %33’ünün Yahudilerin eline geçtiği bir gerçektir. Günümüzde ise İsrail’in nüfusu 9 milyon 400 bin civarıdır. Filistinli nüfus ise 4 milyon 900 bin olarak tahmin edilmektedir. İsrail ordusunun 173 bin askeri gücü yanı sıra, yedek asker sayısı 465 bin olarak tahmin edilmektedir. İsrail'in soykırıma dönüşen saldırılarının hedefindeki Gazze'nin nüfusu ise 2 milyon civarında, yani İsrail nüfusunun dörtte birinden de az olan ve çoğunluğunu sivillerin oluşturduğu nüfusa İsrail ordusunca acımasızca ve tüm güçle saldırılmaktadır. Güvenlik Uzmanları ve Ortadoğu analistlerine göre de İsrail 50 yıldır ilk kez tüm yedek askerlerini savaşa çağırmıştır. Bu dünyayı ateşe veren acımasız savaşın gittikçe dozu artmakta, Gazze ile birlikte insanlık da yanmaktadır” dedi.