Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Başkanlığı, Bakanlık ve Başbakan Yardımcılığı görevlerinde bulunan Birleşik Kıbrıs Partisi (BKP) kurucularından Özker Özgür ile eşi Zehra Özgür Lefkoşa Mezarlığı’ndaki kabirleri başında anıldı.
Özker Özgür’ün 18’inci, Zehra Özgür’ün ise 15’inci ölüm yıl dönümleri nedeniyle düzenlenen anma törenine, Cumhurbaşkanı Vekili, Cumhuriyet Meclisi Başkanı Zorlu Töre, Başbakan Ünal Üstel, Ana Muhalefet Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Başkanı Tufan Erhürman, bazı bakanlar, milletvekilleri, siyasi parti yetkilileri, belediye başkanları, Özgür ailesi ve sevenleri katıldı.
Anma töreni, “toplumsal var oluşa, eşitliğe, demokrasiye, barışa, hoşgörü kültürüne ve ifade özgürlüğüne katkısı olan kaybedilen tüm değerler ve Şampiyon Meleklerin” anısına bir dakikalık saygı duruşuyla başladı, ardından konuşmalara geçildi.
Konuşmaların sonrasında Özker Özgür ve Zehra Özgür’ün kabirlerine karanfiller bırakıldı.
Cumhurbaşkanı Vekili, Cumhuriyet Meclisi Başkanı Zorlu Töre törende yaptığı konuşmada, Özker Özgür’ün siyasette yükselen bir değer olduğunu ve iz bıraktığını söyledi.
Özker Özgür ile zaman zaman karşılaştıklarında sohbet ettiklerini ifade eden Töre, Özgür’ün alçak gönüllü, mütevazı bir kişi olduğunu ve herkesle iyi ilişkiler kuran bir değer olduğunu vurguladı. Töre, Özker Özgür ve Zehra Özgür’ün evlerini bir kez ziyaret ettiğini de anlattı.
İnsanların ortak değer yargıları olduğu gibi farklı görüşleri de olduğunu dile getiren Töre, “Özgürlük, eşitlik, egemenlik, barış tüm insanlığın ihtiyacıdır. Sizin ona nasıl baktığınızdır önemli olan… Dolayısıyla bu uğurda mücadele eden bütün insanlara saygı duymak lazım, Özker Hoca da bunlardan biriydi” diye konuştu.
Herkesin dünyadan göç ettiğini, önemli olanın iz bırakmak olduğunu kaydeden Töre, “Mekânı cennet olsun. Allah rahmet eylesin. Ruhları şad olsun her ikisinin de, önlerinde saygıyla eğiliyorum” dedi.
Başbakan Ünal Üstel de, Özker Özgür’ün, uzun süre politikada isim yaptığını, hükümette bulunduğunu, yaptığı icraatlarla toplumda iz bıraktığını, CTP’ye uzun süre genel başkanlık yaptığını belirterek, Özker Özgür ve eşi Zehra Özgür’ü andı. Üstel, yattıkları yerin cennet ve nur olmasını diledi.
Politikaya yeni girdiği zaman Özker Özgür ile yakından tanışma fırsatı bulduğunu dile getiren Başbakan Üstel, Özgür’ün, zaman zaman sohbet edip, kahve içtikleri bir büyük ve değer olarak hafızasında kaldığını söyledi.
Başbakan Üstel, Özgür’ü rahmetle, sevgiyle andı.
Ana Muhalefet CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman ise, yıllar geçse de, Özker Özgür ve Zehra Özgür’ün çok ağır bedeller ödeyerek, verdiği mücadelenin ne değerinin azaldığını, ne de o mücadeleyi sonuca ulaştırmak için ödenmesi gereken bedellerin azaldığını söyledi. Erhürman, hala barış, demokrasi, adalet, eşitlik, kendi ayakları üzerinde duran bir Kıbrıs Türk halkı için ağır bir mücadele yürütmek gerektiğini belirti.
Özker Özgür ve Zehra Özgür’ün isimlerini “hoca” isminden bağımsız olarak söylemenin dillerinin ve beyinlerinin alıştığı bir şey olmadığını dile getiren Erhürman, “Onlar, siyasetin içindeydiler elbette ağır bedeller ödediler, büyük mücadeleler verdiler ama hep o hocalık vasfı bir kenarda durdu ve verdikleri mücadeleyi daha da anlamlı kıldı benim gözümde” dedi.
Özker Özgür’ün, kitaplığını gördüğü günü hiç unutmadığını ifade eden Erhürman, “Okuyan insanlardı, sürekli öğrenmeye çalışan insanlardı, okurken yazmaya devam eden insanlardı ve belki en önemlisi okumadan yazmaması gerektiğini bilen insanlardı” şeklinde konuştu.
“Özker Özgür hayatta olsaydı, Ukrayna-Rusya, Gazze meselesiyle muhakkak bir şeyler söyler, yazardı” diyen Erhüman, Özgür’ün, bunları yapmadan önce ise çok derin okumalar, takipler, analizler yapacağını söyledi.
Özker Özgür ve Zehra Özgür’ün kaybının, ciddi kalite kaybı olduğunu da vurgulayan Erhürman, anıları önünde sevgiyle, saygıyla, özlemle eğildi.
Halkın Partisi Genel Başkanı Kudret Özersay da, insanlığın büyük oranda öldüğü ve pek çok değerin yitirildiği bir dünya ve ülkede de pek çok değerin yıprandığı, erozyona uğradığı ortam içerisinde Özker Özgür ve Zehra Özgür’ün öğrettikleri değerlerin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha anladıklarını belirtti.
Özker Özgür ve Zehra Özgür’ün, öğretmenleri olarak kendilerine verdiği eşitlik, özgürlük, adalet ve güvenilir insan olma değerlerinin ne kadar önemli olduğunu gördüklerini ifade eden Özersay, “Sadece bunun için bile onlara çok ciddi anlamda saygı duymak gerekiyor” dedi.
Özersay, Özker Özgür ve Zehra Özgür’ü, saygıyla, rahmetle, hürmetle, sevgiyle, özlemle andı.
Birleşik Kıbrıs Partisi Genel Başkanı İzzet İzcan da, Özker Özgür ve eşi Zehra Özgür’ü saygıyla ve özlemle andı.
Özker Özgür’ün yaşamı boyunca barışı, demokrasiyi, özgürlüğü, ortak vatanı ve ortak vatan için Kıbrıs halkının, her iki toplumun birlikte mücadelesini savunduğunu ifade eden İzcan, “Biz onunla yol arkadaşıyız, siyaseti yanında yetişerek öğrendik” dedi.
Özker Özgür’ün, kendilerine sadece abilik değil babalık, siyasi önderlik yaptığını dile getiren İzcan, Özgür’ün hasta yatağında kendisine, “barış olursa ara bölgeye zeytin ağaçları ekin ve onlara demokrasi şehitlerinin isimlerini verin” dediğini anlattı.
Özker Özgür’ü, “Davul bizim boynumuzda, tokmak başkasında olmaz” ünlü sözüyle hatırladıklarını belirten İzcan, siyasette en büyük sorunun bu olduğunu söyledi.
Özker Özgür’ün kızı Münevver Özgür Özersay da, Özker Özgür ve Zehra Özgür’ün, evrensel insan sevgisini, dünyadaki adalete dair iç-görülü çıkarımlarını ve paylaşımlarını çok özlediklerini dile getirdi.
“Mezarları huzurla yattıkları bir yerden çok daha fazlasıdır. Onlara karşı beslediğimiz sevgimizin sonsuz bir şekilde yaşadığı yer, sembolik bir yuvadır” diyen Özersay, sadece mezarlarının değil, bugünün de çok sembolik bir değeri olduğunu söyledi.
18 yıl önce bugün, iki farklı politik görüşten gelen iki değerli politikacının, Özker Özgür ve Salih Miroğlu’nun hayatını kaybettiğini ifade eden Özersay, “Yaşam, aramızdan ayrılan bu iki şahsın siyasi görüşlerini ölüm ile bir araya getirmeyi başararak, tarihimizin en ilginç koalisyonlarından birisine tanıklık etme şansını bize bağışlamış gibi oldu” dedi.
Münevver Özersay, Özker Özgür ve Salih Miroğlu’nun bıraktıkları mirasın, daha ılımlı politik bir atmosfere işaret ettiğini de vurguladı.
