Hakların Korunması İnisiyatifi tarafından İngiltere’nin başkenti Londra’da düzenlenen uluslararası nitelikli basın toplantısında, Kuzey’deki mülklerini terk etmiş olan Kıbrıslı Rumların mülkiyet haklarına erişim yolunun açık olduğunu ve bu hakkın çiğnendiği gerekçesi ile yapılan tutuklamaların uluslararası hukuka aykırı olduğu vurgulandı.
Altı sivil toplum örgütünün oluşturduğu Hakların Korunması İnisiyatifi, bugün Londra’da çeşitli görüşmeler yapmasının ardından Four Seasons Hotel’de basın toplantısı düzenledi. Basın toplantısına Kıbrıs Türk Ticaret Odası, Kıbrıs Türk Sanayi Odası, Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği, Kıbrıs Türk Otelciler Birliği, Kıbrıs Türk Barolar Birliği ve Kıbrıs Türk Emlakçılar Derneği yetkilileri katıldı. Kıbrıs’taki mülkiyet sorunu ile ilgili hukuki çerçeveyi anlatan basın açıklaması metnini Kıbrıs Türk Barolar Birliği Başkanı Hasan Esendağlı okudu.
İnisiyatif adına konuşan Kıbrıs Türk Barolar Birliği Başkanı Hasan Esendağlı tarafından okunan basın açıklamasında, “Şimon Aykut adında 74 yaşındaki bir iş insanının haksız yere tutuklandığı ve dava süreci devam ederken uzun süre gözaltında tutulduğu bir olay, yalnızca insan haklarını ihlal etmekle kalmamakta, Kıbrıslı Türklerin izolasyonunu artırmakta, aynı zamanda Kıbrıslı Rum mülk sahiplerinin haklarının korunmasında bir çare olarak TMK’nın etkinliğini de tehlikeye atmaktadır” denildi.
Basın açıklamasında Kuzey Kıbrıs’ta kurulmuş bulunan Taşınmaz Mal Komitesi’nin ortaya çıkış süreci ayrıntılı olarak anlatıldıktan sonra, 21 Haziran 2024 tarihi itibarı ile 1787 başvurunun sonuçlandırıldığı ve 446 milyon Sterlin’den fazla tazminat ödendiği belirtildi. “Bu rejimin, KKTC’de mülkiyet işlemleri için sağlam bir yasal çerçeve sunduğu” belirtilen açıklamada, “Kıbrıs Cumhuriyeti’nin üzerine düşenin bu mahkemenin geçerliliğini tanımak” olduğu vurgulandı.
Hakların Korunması İnisiyatifi tarafından hazırlanan basın açıklamasında, “Kıbrıs Rum makamlarının mülkiyet işlemlerine müdahale girişimleri, uluslararası hukukun ihlali ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde yer alan ilkelerin ihlali anlamına gelmektedir” denildi ve “bu tür eylemlerin, ayrıca, adadaki gerilimleri artırmakta ve uluslararası toplumun bu meselelerin çözümü için kapsamlı bir çözüm bulma çabalarını baltalamakta” olduğunun altı çizildi.
Hakların Korunması İnisiyatifi’nin Londra’dan sonra diğer Avrupa kentlerinde de mülkiyet sorunu ile ilgili girişimler yapması bekleniyor.