BM Güvenlik Konseyi’nin Pile – Yiğitler yol çalışması ve yaşananlarla ilgili aldığı karar sonrası ilk değerlendirmeyi yapan Kudret Özersay, şunları ifade etti:

” Şu an sabah 3:30, New York’ta BM Güvenlik Konseyi son yaşanan Pile-Yiğitler yolu konusunda bir uzlaşmaya vardı ve bir basın açıklaması yapıldı. Maalesef açıklamada Kıbrıs Türk tarafını suçlayan, kınayan, Pile konusunda haklı olduğumuz noktalarda bile bizi suçlu sandalyesine oturtan ifadeler var. Bu olaylar olurken uyardık, “haklıyken haksız konuma düşmeyelim” dedik…Açıklama özetle ne diyor peki?:

1) Son günlerde kimilerinin iddia ettiği gibi bu açıklamanın yapılmasını engelleyen bir RUS VETOSU FALAN YOK, Konsey üyeleri BM Barış Gücü askerlerine ve araçlarına karşı yapılan müdahaleyi bir “saldırı” olarak tanımlayıp KINADI. Konsey tartışmaları uzamış ve karar metni bir miktar değişmiş gibi duruyor, belki bunda Rusların bir etkisi oldu ama maalesef kararın alınmasını engelleyen olmadı.

2) BM Güvenlik Konseyi Kıbrıs Türk tarafınca başlatılan yol inşaatını “BM tampon bölgesi içerisinde izinsiz inşaa faaliyeti” olarak tanımlıyor ve Pile-Yiğitler yol yapım çalışmasının “BM Güvenlik Konseyi kararlarının ve tampon bölgedeki statükonun ihlali” olduğunu iddia ediyor;

3) Bizim yetkililerin sürekli kamuoyuna “yol yapımı devam ediyor, hafta sonu olduğu için yarım gün çalışılıyor ama devam ediyor” diye açıklama yapmış olmalarına rağmen BM Güvenlik Konseyi basın açıklamasında “KIBRIS TÜRK TARAFININ YOL YAPIM ÇALIŞMALARINI DURDURMASINDAN VE ORADAKİ PERSONEL VE EKİPMANI GERİ ÇEKMİŞ OLMASINDAN MEMNUNİYET DUYDUĞUNU” vurguluyor! Pile-Yiğitler yol yapım çalışması durdu mu? Personeli ve ekipmanı geri mi çektik?

4) Açıklama BM barış gücü askerlerine yapılan “saldırının uluslararası hukuka göre suç teşkil edebileceğinden” bahsediyor.

5) Kıbrıs sorununun çözümünde iki toplumlu iki bölgeli federasyona gönderme yapıyor ve taraflara BM Genel Sekreteri’nin önerdiği bir BM TEMSİLCİSİ atanması ve resmi müzakerelere geri dönülmesi için oturup görüş birliğine varmaya çalışın” çağrısı da yapılıyor.

Savaşan: (İsias Otel davası) İstinaf aşamasında da mücadelemiz sürecek Savaşan: (İsias Otel davası) İstinaf aşamasında da mücadelemiz sürecek

6) Bu açıklamada yaşanan olaylarla ilgili olarak Türkiye değil esasen Kıbrıs Türk tarafı sorumlu tutuluyor. Gerçekten de bu olayların yaşandığı ilk andan itibaren Türkiye Cumhuriyeti yetkililerinin bu olaydan haberdar olmadıkları ve bu krizi kucaklarında buldukları görüntüsü ortaya çıkmıştı.

Şimdi bu resim karşısında KKTC’de yetkili konumda olanlar çıkıp kamuoyuna bir değil birkaç açıklama yapmak zorundadırlar. Bunlardan belki de en önemlisi şudur: BM tarafından açıklandığı gibi bu YOL ÇALIŞMASI DURDU MU DEVAM MI EDİYOR? Siz kamuoyuna doğruyu söylüyor musunuz? Yoksa içeride vatandaşa “yol çalışması devam ediyor” derken dışta BM’ye “merak etmeyin yol yapımını durdurduk” mu diyorsunuz?

Uluslararası toplumun, özellikle Güvenlik Konseyi’nin bize karşı adil olduğunu hiç düşünmedim, bu açıklama gibi başka adil olmayan bize haksızlık eden pek çok BM Güvenlik Konseyi kararı da gördüm. Öte yandan bu türden kararlar ve açıklamalar arka arkaya biriktikçe uluslararası alanda ZEMİN KAYBEDERİZ onun için ciddi bir diplomatik mücadele gerekir. Krizleri iyi yönetemezseniz, hatta kamu diplomasisini kullanmaz BODOSLAMA giderseniz, Türkiye’yi de Kıbrıs Türk tarafını da zora sokarsınız, haklıyken sizi haksız konumuna düşürmelerine fırsat verirsiniz. KKTC’de bu konularda kendini yetkili gören, ha bire açıklama yapan tüm yetkililere samimiyetle soruyorum: TAMAM, OLAN OLDU, TORBA DOLDU DA ŞİMDİ NE YAPMAYI DÜŞÜNÜYORSUNUZ?”