Kıbrıs'taki cüce su aygırı ve cüce fillerin sonunu insanların getirmiş olabileceği tespit edildi.
Yaklaşık 130 bin ila 12 bin yıl öncesini kapsayan Geç Pleistosen Dönemi'nde Kıbrıs, sadece iki megafauna türüne, yani büyük hayvana ev sahipliği yapıyordu: Cüce su aygırı (Phanourios minor) ve cüce fil (Palaeoloxodon cypriotes).
Cüce su aygırı ortalama 130 kilogram, cüce fil de yaklaşık 500 kilogram ağırlığındaydı. Bugünkü erkek su aygırları genellikle 3 bin kilograma, erkek Afrika filleri de 6 bin kilograma ulaşıyor.
Kıbrıs'ta kalıntıları bulunan cüce filler, bugünkü akrabalarından çok daha hafifti (CJA Bradshaw/Flinders Üniversitesi)
14 bin yıl kadar önce insanların bölgeye gelmesinden kısa süre sonra bu iki tür de ortadan kalktı.
Daha önceki çalışmalarda Kıbrıs'a bin yıl içinde belki binlerce insanın gittiğine dair bulgular edinilmişti. Öte yandan insanların, bu iki türün bin yıl gibi kısa bir süre içinde yok olmasına yol açtığına ihtimal verilmiyordu.
Avustralya'daki Flinders Üniversitesi'nden paleoekolog Corey Bradshaw, türlerin yok olmasında insan müdahalesinin reddedilmesini, arkeolojik bulguların zayıflığına bağlıyor.
Ayrıca sanayileşmemiş toplumlardaki insanların çevre üzerinde ciddi bir etki yaratamayacağı inancının da bu düşüncede önemli bir rol oynadığını belirtiyor.
"Bunun suçunu iklim değişikliği gibi, insan kontrolü dışındaki bir şeye atmak istiyorlar" diyen Bradshaw, ekip arkadaşlarıyla yürüttüğü yeni çalışmada insanların iki türün hızla yok olmasına yol açmış olabileceğini gösterdi.
Proceedings of the Royal Society B: Biological Sciences adlı hakemli dergide bugün (18 Eylül) yayımlanan çalışmada paleontoloji ve arkeoloji gibi alanlardan elde edilen veriler üzerinden matematiksel modeller oluşturuldu.
Cüce fillerin ve su aygırlarının çıkarıldığı fosil alanlarının yaklaşık konumlarını gösteren Kıbrıs haritası. (C: CJA Bradshaw, Flinders Üniversitesi)
Araştırmacılar bu yolla insanların ne kadar enerjiye ihtiyaç duyduğu, nasıl beslenip avlandığı ve avlanmada ne kadar başarılı olduğuna dair bir resme sahip oldu.
Sonuçlar, Kıbrıs'ta 3 bin ila 7 bin kişilik bir avcı-toplayıcı grubunun, her iki cüce türün de sona ermesinden sorumlu olabileceğine işaret ediyor.
Modeldeki tahminler ayrıca cüce su aygırı ve filin Kıbrıs'taki paleontolojik kayıtlardan silindiği zamanı gösteren önceki bulgularla da eşleşiyor.
Bradshaw "Sonuçlarımız, Kıbrıs'taki paleolitik halkların Geç Pleistosen ve Erken Holosen dönemlerinde megafauna neslinin tükenmesinden en azından kısmen sorumlu olduğuna dair güçlü kanıtlar sunuyor" diyerek ekliyor:
Her iki türün de yok olma riskinin ana belirleyicisi, adadaki ilk insanlara sağladıkları yenilebilir et oranıydı.
Araştırmacılar, insanların çeşitli türlerin yok oluşunda oynadığı rolü incelemek için Kıbrıs'ın mükemmel bir fırsat sunduğunu söylüyor.
Adanın izole olması, sadece iki megafauna türü barındırması ve yenecek fazla bir şey olmaması, binlerce yıl önce yaşamış küçük grupların çevre üzerindeki etkisinin daha rahat anlaşılmasını sağlıyor.
Yeni çalışma, insanların bu türleri yok ettiğini kesin bir şekilde kanıtlamıyor. Fakat bunun mümkün olmadığı iddialarına meydan okuyor.
Ayrıca iki canlının da insanların bölgeye gelmesinden kısa süre sonra ortadan kalkması yeni çalışmayı destekliyor.
Kaynak:
-Independent Türkçe, Popular Science, Newsweek, Proceedings of the Royal Society B: Biological Sciences
Derleyen: Büşra Ağaç
-Arkeofili