CTP Kadın Örgütü olarak, bu hafta Ağır Ceza Mahkemeleri tarafından kadına ve çocuğa yönelik şiddet ve cinsel saldırı davalarında verilen kararları selamlıyoruz. Mahkemelerin, kadınların kendini güvende hissetmediği ülkemizde bu suçlara karşı verdiği müebbet hapis ve uzun süreli cezalar çok önemli olmakla birlikte, ne yazık ki kadına yönelik şiddeti önlemede tek başına yeterli değildir.
Devletin, toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlayacak ve kadınları koruyacak önlemler geliştirmekte yetersiz kalması, bu suçların kökünden çözülmesini engellemektedir. Kadına ve çocuğa yönelik suçların önlenmesinde, devletin yapısal düzenlemeleri gerçekleştirmesi ve toplumdaki şiddeti doğuran köklü sorunlarla mücadele etmesi gerekmektedir. Öte yandan, verilen cezaların caydırıcılık sağlaması ve adaletin tam anlamıyla yerleşmesi için adil ve sürdürülebilir bir şekilde uygulanması elzemdir.
Zahie Helin Reessur’un katiline verilen müebbet hapis cezası ve Girne'de 14 yaşındaki ikiz kız kardeşlerin saldırganına verilen 35 yıl hapis cezası, adalet açısından olumlu bir adımdır. Ancak, bu kararların etkinliğinin korunması ve şiddet suçlarının önlenmesi için ‘Şartlı Tahliye’ sisteminin değiştirilmesi şarttır. Bugünkü haliyle müebbet hapis cezası, 40 yıl olarak belirlenmişken, bir hükümlü bu sürenin 3/5’ini, yani 24 yılını tamamladıktan sonra şartlı tahliye talep etme hakkına sahiptir. Böyle bir düzenleme, yargı bağımsızlığını etkilemekte, mahkemelerin verdiği kararların siyaset eliyle bozulmasına yol açmakta ve kadınların can güvenliğini tehlikeye atmaktadır.
Bu noktada, adaletin gerçek anlamda sağlanabilmesi için yıllardır savunuculuğunu yaptığımız Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Dairesi’nin (TOCED) de işlevsel bir şekilde hayata geçirilmesi önem arz etmektedir. Ayrıca çocuk istismarı olaylarında faaliyet gösterecek Çocuk İzlem Merkezi’nin kurulması, Polis Teşkilatı içinde Çocuk Şubesinin faaliyete geçirilmesi ve çocuklarla temas kuran kamu görevlilerinin güçlendirilmesi gerekmektedir. Bu kurumların etkin ve tam teşekküllü bir şekilde faaliyet göstermesi, yargı kararlarını destekleyecek nitelikte olup, toplumda kadın ve çocukların daha güvenli bir yaşam sürebilmeleri için gerekli olan önleyici tedbirlerin hayata geçirilmesine katkı sağlayacaktır.
Devletin sorumluluklarını yerine getirmesiyle toplumda daha güvenli bir yaşamın temelleri atılabilir. Ancak UBP-DP-YDP hükümetinin bu konuda herhangi bir adım atmayacağını biliyoruz. Anayasayı hiçe sayan, demokratik değerleri katleden, her kararıyla hukukun üstünlüğü ve yargı bağımsızlığı ilkesini çiğneyen bu zihniyetin, kadınlara ve çocuklara sunabileceği hiçbir şey yoktur. Bu ülkenin önünü açmak ve topluma daha adil, güvenli bir yaşam sağlamak için derhal istifa etmeleri ve erken seçim kararı almaları zorunludur.
Kadınların, çocukların ve toplumun her bir bireyinin daha eşitlikçi ve güvenli bir yaşam sürebilmesi, ancak halkın iradesiyle kurulan bir iktidarla mümkündür.
Kadın ve çocukların güvenliği hukuk devleti ve demokratik değerlerle bağlantılıdır
Kadına ve çocuğa yönelik suçların önlenmesinde, devletin yapısal düzenlemeleri gerçekleştirmesi ve toplumdaki şiddeti doğuran köklü sorunlarla mücadele etmesi gerekmektedir.
Bunlar da ilginizi çekebilir