Kıbrıs Türk İşverenler Sendikası, sendikanın Başkan Yardımcısı Metin Arhun’un bir TV programında yaptığı açıklamaların oluşturulan inceleme birimi tarafından incelendiğini duyururken, yapılan incelemeler sonucu kamuoyuna açıklandığı şeklinde bir açıklama yapılmadığı, tepkilerin maksadını aşar bir noktaya taşındığı tespitinin yapıldığı bildirildi.
Yönetim Kurulu adına açıklama yapan İşverenler Sendikası Genel Sekreteri Özgün Kutalmış, sendikanın çalışan temsilcileri tarafından yapılan son açıklamalardan ve yanlış anlaşılmalardan dolayı büyük üzüntü duyduğunu belirtti.
Kutalmış, “Hele ki bir bütünün ayrılmaz iki parçası olan işçi ve işveren tarafının birbirini çok iyi bir diyalogla kucaklayarak KKTC sosyal güvenlik yaşamını daha iyi şartlara götürmemiz gerektiği bugünlerde tarafların birbirlerine zemini olmayan hırsızlık ve/veya bunun gibi olumsuz ve suçlayıcı tabirleri kullanmamaları hususunda dikkatli olmaları gerektiği inancındayız” ifadelerini kullandı.
Esas hedefin hayat pahalılığının önlenmesi olduğunu kaydeden Kutlalmış, “Dolayısı ile asgari ücrete getirilecek her türlü artış, enflasyon bu hızla artmaya devam ettiği sürece, kısa sürede erimeye devam edecektir” açıklamasında bulundu.
Açıklamanın tam metni şu şekilde:
“Asgari Ücret Tespit Komisyonu toplantısına müteakip, ortaya çıkan tartışmalar işçi-işveren tartışmasını tetiklemiş ve hiç arzu etmediğimiz şekilde İş Barışını tehdit eder bir boyuta taşımıştır.
Oluşturduğumuz inceleme birimi, Komisyondaki İşveren Temsilcimiz Sn. Metin Arhun’un bir televizyon programında yaptığı konuşmayı incelemiş ve kamuoyuna açıklandığı şeklinde bir açıklama yapılmadığı, tepkilerin maksadını aşar bir noktaya taşındığı tespiti yapılmıştır.
Her zaman çalışma yaşamının huzur ve barış içinde olması hedefinde olan Sendikamız, çalışan temsilcileri tarafından yapılan son açıklamalardan ve yanlış anlaşılmalardan dolayı büyük üzüntü duymuştur.
Hele ki bir bütünün ayrılmaz iki parçası olan işçi ve işveren tarafının birbirini çok iyi bir diyalogla kucaklayarak KKTC sosyal güvenlik yaşamını daha iyi şartlara götürmemiz gerektiği bugünlerde tarafların birbirlerine zemini olmayan hırsızlık ve/veya bunun gibi olumsuz ve suçlayıcı tabirleri kullanmamaları hususunda dikkatli olmaları gerektiği inancındayız.
Herkesin çok iyi bildiği gibi son yıllarda meydana gelen TL’nin değer kaybı, bunun sonucunda oluşan enflasyon ve pahalılık, maaşların ve asgari ücretin reel olarak azalmasına sebep olmuştur.
Esas hedef hayat pahalılığının önlenmesidir. Dolayısı ile asgari ücrete getirilecek her türlü artış, enflasyon bu hızla artmaya devam ettiği sürece, kısa sürede erimeye devam edecektir.
Bu durum aynı zamanda şirket cirolarını ve İşverenimizi de olumsuz etkilemiştir.
Güneyden gelenler tarafından kuzeyde yapılan başta akaryakıt olmak üzere yapılan alışverişlerden alınan vergiler sayesinde bütçe gelirlerimiz fazla vermektedir.
Hayat pahalılığını önlemek için, hükümetimiz temel tüketimde kullanılan yerli ve ithal ürünleri sübvanse etmelidir.
Hükümet piyasayı ucuzlatmada, piyasadaki her türlü emtianın fiyat denetimini de düzenli olarak yapmalıdır.
Hükümetin elinde sübvanseleri devamlı hale getirebilecek mali imkanlar mevcuttur. Bütçe fazlası dışında örneğin emeklilere ödenen yüz milyonlarca liralık gerçekte olmayan makam tahsisatlarının kaldırılması gibi.
Ücretlerin çok fazla tartışılıp, gündemde tutulması, bir bütün olarak tüm ülke ekonomimizi olumsuz etkilemektedir.
Asgari Ücret Tespit Komisyonu’ndaki üyelerinin görev sürelerinin bittiği bu dönemde komisyonda kimlerin yer alacağı belli değilken gerginleştirici açıklamaların yapılmaması gerektiği inancındayız.”