Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ve Rum Yönetimi Başkanı Nikos Hristodulidis’in dünkü Kayıp Şahıslar Komitesi (KŞK) ziyaretine geniş ölçekte yer veren Rum medyası, Tatar ile Hristodulidis arasında  "Kıbrıs sorununda gerginlik yaşandığı" yorumunda bulundu.

Haberi “Tatar-Hristodulidis Arasında Gerilim… Kıbrıslı Türk Liderin Kıbrıs Sorunuyla İlgili Açıklaması Başkan’ın Hoşuna Gitmedi” başlığıyla aktaran Alithia’ya göre, "liderler arasındaki gerilim", liderlerin KŞK’da basına yaptığı açıklamalarda "Kıbrıs sorununa değindikleri sırada" yaşandı.

“Müzakerelerin yeniden başlaması konusunda elinden geleni yapacağını ve çok yakında, belki eylülde açıklanacak daha çok şey olması umudunu” dile getiren Hristodulidis, Tatar’ın, herhangi bir müzakere sürecine girilmeden önce KKTC’nin egemen eşitliği tanınması gerektiğini söylemesine “kızdı.” Hristodulidis Tatar’ın sözlerine tepkisini “tezlerini çok iyi bildiğini, kayıp yakınlarına saygısından dolayı siyasi kısım hakkında daha fazla konuşmayacağını, bugün her ikisinin de tamamen insanî bir konu için burada olduklarını” söyleyerek dile getirdi.

KŞK Antropoloji Laboratuvarı’ndan yaptıkları ortak açıklama ile ortak bir mesaj verdiklerini hatırlatan Hrristodulidis “Kıbrıs halkına daha olumlu mesajlar vermek üzere burada bulunuyorum” dedi. Bir gazetecinin, Cumhurbaşkanı Tatar’ın Kıbrıs sorunuyla ilgili sözlerini yorumlaması istendiğinde ise “farklı bir şey işitmeyi beklemiyordum, Sayın Tatar’ın tezlerini çok iyi biliyorum ancak aynı zamanda bu, müzakerelerin yeniden başlaması için gerekenleri yapma cesaretimi kırmıyor” dedi, şunları ekledi:

“Birçok açıklama dinledim, bugün Sayın Tatar’ı dinledim, dünkü açıklamalarını dinledim, Sayın Erdoğan’ın farklı yorumlar yapılan açıklamalarını da dinledim. Söyleyebileceğim,  bizim tarafın, müzakerelerin uzlaşılmış zeminde yeniden başlaması yönündeki çabalarına şimdi bile, özellikle teknokratik düzeyde devam edeceğidir.”

Hristodulidis, dünkü atmosfer ışığı altında, BM Genel Kurulu çerçevesinde müzakerelerin başlaması konusunda bir şey olacağı kanaatinde olup olmadığı sorusuna karşılık, “önümüzdeki zorlukların ve meydan okumaların bilincindeyim ancak bu hiçbir şekilde çabalarımıza son vereceğimiz anlamına gelmez, aksine, yoğunlaştıracağız.  Mevcut durum Kıbrıs sorununun çözümü olamaz” dedi.

Hristodulidis KŞK Antropoloji Laboratuvarı’ndan dönüşünde Rum Başkanlık Sarayı’nda yaptığı açıklamada ise Cumhurbaşkanı Tatar’a, Rum hukukçu Ahilleas Dimitriadis’in KŞK’yla paralel işleyebilecek bir “Hakikat Komitesi” kurulması önerisini ilettiğini söyledi. Bilgi olmasına rağmen bu bilgileri değerlendirecek daha çok ekip olmadığını, bu nedenle KŞK’nın daha da desteklenmesi için harcadıkları çabaları aktardığını söyleyen Rum lider, meselenin insanî olmakla birlikte, daha çok sonuç ve bilgi alınması halinde bu çabanın siyasi mesaj da vereceğini ve daha güçlü bir güven yaratıcı önlem olacağını söyledi. “Bu inisiyatifimizin, bu ortak görüşme ve ortak açıklamamızın sonuç vermesini diliyorum” diye ekledi.

Cumhurbaşkanı Tatar’a KŞK çalışmalarının ekonomik açıdan da güçlendirilmesi yönündeki çabalarını anlattığını da söyleyen Hristodulidis “Kıbrıslı Türk vatandaşlarımız konusunda, işbirliği için buradayız. Hükümet bugün, ihtiyaç duydukları bazı ilaçlarla ilgili taleplerine olumlu cevap verdi, hükümetimiz, Kıbrıslı Türklere yönelik tek yanlı önlemler demeti üzerinde çalışıyor” dedi.

Politis haberi “Kıbrıs Sorunundaki Uçurum Ayaküstü Teyit Oldu… Dünkü Tatar-Hristodulidis Görüşmesinin Tek Olumlu Sonucu Kayıplar Konusunun İleri Götürülmesiydi”  başlığıyla verdi.

Gazete dünkü görüşmede, kayıplar konusunda çıkan olumlu işaretin Kıbrıs sorununda da çıkmadığını, hatta BM Genel Sekreteri himayesinde yeni bir görüşmenin maksadını bile tamamen farklı algıladıklarını yazdı, şu değerlendirmeyi aktardı:

“Kıbrıs sorununda yeni bir süreci başlatmak için ilk özlü adımı atamayan Hristodulidis’in yeni prosedürün başlangıcı olarak ikisinin (Tatar ve Hristodulidis) BM’de görüşmesi gereğini, laboratuvar koridorlarında, kelimenin tam anlamıyla ayaküstü gündeme getirmeyi tercih ettiği metodu başarısız.”

Haravgi ise “Başkan Miçotakis’ten Baskı Gördüğünü Yalanladı” başlıklı haberinde, Hristodulidis’in Rum gazetecilerin ilgili sorusuna “Yunanistan Başbakanı’ndan Kıbrıs sorununda baskı yapıldığına dair sözde bilgiler nereden geliyor bilmiyorum” cevabını verdiğini yazdı.

Habere göre, Miçotakis ile koordinasyonlarının mükemmel olduğunu, Yunan Başbakan’ın “karşı karşıya bulunduğu zorluklara rağmen, özellikle Avrupa yönü ve Rum tarafının kendi inisiyatifiyle öne çıkardığı Türkiye-Avrupa ilişkileri konularında koordinasyon sağlamak üzere Güney Kıbrıs’a gideceğini söyledi.

Bir gazetecinin, Almanya’nın AB tarafından KŞK’ya finans sağlaması konusunda maksatlı olarak engel çıkardığı gözlemini aktarması üzerine “bilgiyi doğrulayan” Hristodulidis “bu kararını bozmak için Almanya ile görüşme halinde olduğunu söyleyerek, görüşmenin olumlu sonuçlanacağından iyimserlik belirtti.

Hristodulidis AB’nin KŞK’nin bir dizi finansöründen biri olduğunu, hatta AB’nin, bir temsilcisinin dünkü ziyarette hazır bulunmasını istediğini ancak bunun mümkün olamadığını söyledi. KŞK’daki kusurlarla ilgili Nava raporu sorulduğunda, rapordan haberi olmadığını, bilgi isteyeceğini belirtti.

Hristodulidis eylüldeki BM Genel Kurulu için New York’a hareketinden önce Rum Müzakereci Menelau’yu destekleyecek bir müzakere grubu kuracağını ve o zamana kadar Rum Ulusal Konseyi’ni de toplayacağını açıkladı.

Fileleftheros “İlk Adım Ama Havada… Tatar-Hristodulidis Görüşmesinin Devamı Aranıyor… Tatar Antropoloji Laboratuvarında Siyasi-İletişim Oyununa Kalkıştı” başlıklı haberinde, Hristodulidis'in ve Avrupa unsurunun, liderlerin dünkü “özlü olmaktan çok nezaket niteliğindeki” görüşmesinin devamı gelmesini istediğini yazdı.

Tatar’ın, Hristodulidis’in yeniden görüşme teklifine olumlu yaklaşırken BM Genel Sekreteri ile ortak görüşme teklifine aynı şekilde yaklaşmadığını belirten gazete, BM Genel Sekreter Yardımcısı Miroslav Jenca’nın ağustos sonunda Ada’ya yapması beklenen ziyaretin, bu görüşmelerinin devamını hedeflemekte olduğunu belirtti.

DİSİ, DİKO ve DİPA’nın Tatar ve Hristodulidis’in dünkü görüşmeleriyle ilgili ilk değerlendirmelerini yazılı açıklama ile açıkladıklarına da işaret edilen haberde, her üç partinin de görüşmeyi “çıkmazı kırmak için atmosferi iyileştirme çabasındaki olumlu adım” olarak nitelediği kaydedildi.

Habere göre DİSİ, Cumhurbaşkanı Tatar’ın egemen eşitliğin tanınması tezini yeniden dillendirmesin "kendilerini üzdüğünü ancak bunun cesaretlerini kırmaması, aksine ellerinden geleni yapma konusunda ikna etmesi gerektiğini”  belirtti.

348 araç sürücüsü rapor edildi! 348 araç sürücüsü rapor edildi!

DİKO Tatar’ın KKTC’nin egemen eşitliğinin tanınması ısrarının “kabul edilemez olduğunu ve hangi toplumun uzlaşmacı davrandığını, hangisinin davranmadığını gösterdiğini” savundu.

DİPA da Tatar’ın ilgili açıklamasını “kabul edilmez” buldu ancak Hristodulidis’in çabalarını yoğunlaştırarak devam ettirmesi gerektiğini, bu stratejik yaklaşımın faydalı olabileceğine inandığını açıkladı.

Avrupa Komisyonu da, Cumhurbaşkanı Tatar ve Rum Yönetimi Başkanı Hristodulidis’in, "uzun zamandır ilk kez Kıbrıs sorununun çözümü yönünde ilerleme yönünde atılmış sembolik bir adım” olarak nitelediği dünkü KŞK ziyaretini, memnuniyet belirterek kutlayan bir açıklama yaptı.

Gazete “20 Dakika İle İlgili Soru İşaretleri” başlıklı haberinde ise, eski Lefkoşa Havaalanı’ndaki KŞK Laboratuvarı’na ilk önce Ergün Olgun eşliğindeki Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın vardığını, Rum Yönetimi Başkanı Nikos Hristodulidis ve beraberindeki Sözcü Konstantinos Letimbiotis’in 20 dakika sonra ulaştığını, Rum Müzakereci Menelaos Menelau’nun Laboratuvara Hristodulidis’ten önce vardığını yazdı.

BM’nin, iki liderin laboratuvara 20 dakikalık farkla ulaşmasıyla ilgili olarak: her iki liderin de neredeyse aynı zamanda Havaalanı bölgesine ulaştığı, BM polisinin Tatar’ın konvoyuna Hristodulidis’in konvoyundan önce eşlik ettiği, gecikmenin de bu nedenle yaşandığı izahında bulunduğu kaydedilen haberde “Hristodulidis BM tarafından yapılanlar konusunda şaşkınlık belirtti” ifadesine yer verildi.