CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman,  sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda “DAÜ” başlıklı bir paylaşım yaptı.

İşte o paylaşım:

“DAÜ

DAÜ'de kazan kaynıyor. VYK'nın basına yansıyan son girişimlerinden anlıyoruz ki ipler kopma noktasında.

Bilinsin ki, VYK'nın ve bu organın üyelerini atayan ülke "yöneticileri"nin DAÜ'nün bu noktaya gelmesine yol açan süreçle ilgili sorumluluktaki payını görünmez kılma çabasını asla kabul etmiyoruz.

Bu çabanın yoğunluğu, süreç yönetiminde demokratik ilkelerin ayaklar altına alınması olasılığını güçlendiriyor ki buna da izin vermeyeceğimiz bilinsin!

Şu ana kadar ortaya atılan tüm planlarda DAÜ çalışanlarının haklarıyla ilgili fedakarlık beklentileri bulunduğu açık.

O zaman kendilerinden fedakarlık beklenen çalışanların süreçten dışlanması değil, sürece katılması en doğrusudur. DAÜ Rektörlüğü VYK'nın ya da hükumetin değil, kendilerini seçenlerin güvenini tazeleme yolunu seçmelidir.

Üniversite'nin içinde bulunduğu durum konusunda çalışanlar ve kamuoyu şeffaf biçimde bilgilendirilmeli, Rektörlük geleceğe dönük planını paylaşarak "güven oyu" istemeli, alırsa planını uygulamalı, alamazsa gereğini yaparak diğer demokratik süreçlerin önünü açmalıdır. .

Ama bu yetmez! Biz dahil, duyabildiğimiz herkes ülkemizde "yüksek öğretim" alanında kalite odaklı bir yaklaşımın artık kaçınılmaz olduğunu dillendiriyor. Kalite konusunda amiral gemisini veya gemilerini belirleyelim o zaman. Hiç kuşkusuz DAÜ ya amiral gemisi ya da amiral gemilerinden biri olacaktır.

Güney'de diploma krizi! Rusya'dan alınan tıp diplomalarında sorun Güney'de diploma krizi! Rusya'dan alınan tıp diplomalarında sorun

O zaman devletin kaliteyi koruma ve standart belirleme konusunda öncülük edecek bu yapıya öngörülebilir katkısını da belirlemek gerekiyor.

DAÜ'nün nicelikten ziyade niteliği esas almasının yolu, belediyelerde olduğu gibi mahalli gelirlerin veya en azından Mağusa'nın sağladığı mahalli gelirin belli bir oranının her yıl DAÜ'ye aktarılacağını yasada düzenlemek ve DAÜ'yü siyasetten arındıracak yasal düzenlemeleri yapmaktır. Bunun yanında, seçimle gelen organların performansını değerlendirecek kriterleri belirlemek ve bu objektif kriterlere uygun sonuçlar alınmadığı zaman bu organları görevden alma yetkisini açık biçimde ilgili organa vermek gerekir.

DAÜ, bu ülkenin göz bebeği olan kurumlardan biridir. Göz göre göre çökertilmesine de, ülkeyi yönettiğini iddia edenlerin ve onların atadıklarının kendilerini sorumluluktan arındırmasına da, demokratik olmayan yöntemlerle DAÜ'nün daha fazla siyasileştirilmesine de asla izin vermeyeceğiz.

Mesele DAÜ'dür. Hatta DAÜ'nün de ötesinde ülkedeki yüksek öğretimdir. Herkes işin ciddiyetinin farkına varmak, sorumluluk bilinciyle hareket etmek zorundadır.”