Tufan Erhürman, sosyal medya üzerinden yaptığı bir paylaşımda Kıbrıs sorununa ve adanın turizm potansiyeline dair önemli eleştirilerde bulundu. Erhürman, Kıbrıs'ın bir ada olduğunu ve turizmin en önemli gelir kaynaklarından biri olduğunu vurgulayarak, aklın Kıbrıs sorununu çözmek, güçleri birleştirmek ve adanın turizm ürününü birlikte pazarlamak gerektiğini söylediğini belirtti.
Ancak, adanın kuzey ve güneyinde farklı yaklaşımlar sergilendiğine dikkat çeken Erhürman, bir tarafın BM Güvenlik Konseyi kararlarını dikkate almadan çözüm önerdiğini, diğer tarafın ise BM kararlarına sadık kalarak çözüme hazır olduğunu ifade ettiğini ancak somut adımlar atılmadığını vurguladı.
Erhürman, güneyin kuzeye tur düzenleyen turistleri engelleme çabalarına da dikkat çekerek, Avrupa'nın en büyük tur operatörlerinden TUI'nin kuzeye tur düzenlememe kararı aldığını belirtti. Bu durumun, adanın kuzeyinde yaşayanların duygularını hiçe sayarak turizm potansiyelini baltaladığını ifade etti.
Son olarak, Erhürman, BM ve AB'nin iki toplumlu projelere destek çağrısına rağmen, aklın adada tatile gönderildiğini ve bir türlü geri dönmediğini dile getirdi. Bu paylaşımıyla Erhürman, Kıbrıs sorununun çözümüne dair mevcut yaklaşımları ve turizm sektöründeki engellemeleri sert bir şekilde eleştirdi.
Erhürman'ın paylaşımı şöyle:
"Burası bir ada...
Dünyadaki pek çok ada gibi en önemli gelir kaynaklarından biri turizm. Akıl bize, Kıbrıs sorununu çözün, güçlerinizi birleştirin, çevreyi, tarih ve kültür varlıklarını birlikte koruyun, bu adanın turizm ürününü birlikte pazarlayın, kuzeyiyle, güneyiyle, doğusuyla, batısıyla turizmden kazanın, bu adada yaşayan herkese insan onuruna yaraşır bir yaşam sunun diyor.
"Biri", olmayacağını bile bile "BM Güvenlik Konseyi kararları falan umurumda değil, ancak benim dediğim gibi olursa çözümü kabul ederim" diyor. "Öbürü", "ben BM Güvenlik Konseyi kararları çerçevesinde çözüme hazırım, hatta bunun için büyük kararlar alacağım" falan diyor ama tık yok.
"Öbürü" bununla da yetinmiyor, karar alıyor, "güneyde konaklayacak turistler bir-iki günlüğüne kuzeye düzenlenecek turlara katılırlarsa teşvik meşvik vermem" diyor. Avrupa'nın en büyük tur operatörlerinden birini (TUI'yi) ikna ediyor, onlar da acentelerine artık kuzeye tur düzenlemeyeceksiniz diyor.
"Öbürü" kuzeyde kimse güneyde konaklayacak turistten para kazanmasın diye, belki de hem güneyi hem kuzeyi görmek isteyecek turisti kaybetmeyi dahi göze alıyor. Bu tavrının kuzeyde yaşayanlarda ne tür duygular uyandıracağını önemsemiyor ama "çözüme hazırım" demeye de devam ediyor.
"Biri" ise doğru zemine basmadığı, her türlü diyalogu, diplomasiyi rafa kaldırdığı için bu tuhaflıkları, tutarsızlıkları, samimiyetsizlikleri kimselere anlatamıyor, muhtemelen Sarayönü'nde "çok sert ve kararlı" mesajlar vererek "Öbürü"nü Dikilitaş'a şikayete hazırlanıyor.
Bu arada bürokratik işlemleriyle meşgul BM "güven yaratın", AB "iki toplumlu projelere destek" demeye devam ediyor.
Kısacası akıl "turizm" derken, bu adada "biri" ile "öbürü" akla turist muamelesi yapıp onu tatile gönderiyor. Akıl tatilini bitirip de adaya dönmeyi bir türlü başaramıyor..."