GÜNDEM

CTP, Üç Dönemdir Liderliğini Koruyor: Toplum Siyasette Köklü Değişim İstiyor

Göç Kimlik ve Hak Çalışmaları Merkezi (CMIRS) tarafından Aralık 2024'te yapılan ankette Kıbrıslı Türklerin siyasi ve sosyal güven, bireysel özgüven ve mutluluk algıları değerlendirildi. CMIRS’in düzenli olarak her üç ayda bir gerçekleştirdiği çalışmalardan biri olan ankette dikkat çeken sonuçlar ortaya çıktı.

CTP Liderliğini Üç Dönemdir Koruyor
CMIRS Direktörü Mine Yücel, sonuçları değerlendirirken ülkede yaşanan siyasi değişimlere vurgu yaptı. Yücel, "Uzun yıllardır anketlerde UBP en yüksek oy oranına sahip parti olarak öne çıkıyordu. Ancak Mart 2024’te bu tablo değişti ve CTP birinci parti konumuna yükseldi. Sonraki üç dönemde de bu liderliği korudu," dedi.

“Toplum Köklü Reform Talep Ediyor”
Yücel, yalnızca parti değişiminin yeterli olmadığını belirtti ve siyasetin yeniden şekillenmesi gerektiğini ifade etti. "Anketler, toplumun ciddi bir yönetim zafiyeti algısına sahip olduğunu gösteriyor. Ancak çözüm yalnızca bir partinin yerini diğerine bırakması değil. Kurumların güçlendirilmesi, hukukun üstünlüğünün sağlanması ve yolsuzlukla mücadele, toplumun siyasetten beklentileri arasında. Ayrıca dış müdahalelerin sona erdirilmesi de önemli bir gereklilik olarak öne çıkıyor."

Yeni Siyaset Anlayışı Zorunlu
Yücel, toplumun dönüşüm çağrısına dikkat çekerek, "Kıbrıslı Türkler yalnızca yeni bir parti değil, aynı zamanda köklü reformlarla desteklenmiş bir siyaset anlayışı talep ediyor. Bu, dikkate alınması gereken güçlü bir mesajdır," ifadelerini kullandı.

Güven ve Mutluluk Algısında Düşüş
Anket sonuçlarına göre, Kıbrıslı Türklerin sosyal ve siyasi güven seviyelerinde düşüş yaşandığı, bireysel özgüven ve mutluluk algısında da benzer bir gerilemenin olduğu gözlemlendi. Bu sonuçlar, ülkede yaşanan ekonomik ve siyasi krizlerin topluma yansımalarını bir kez daha ortaya koyuyor.

Toplum, yönetim zafiyeti, yolsuzluk ve dış müdahalelere karşı köklü çözümler bekliyor. CTP'nin liderliği sürdürmesi, değişim talebinin bir yansıması olarak görülse de daha geniş çaplı reformlar olmadan toplumun taleplerine yanıt verilmesi mümkün görünmüyor.