Ekonomi, Maliye, Bütçe ve Plan Komitesi, 1 milyar 82 milyon 8 bin 700 TL’lik Başbakanlık bütçesini görüşüyor.

2024 Mali Yılı Merkezi Devlet Yönetimi Bütçe Yasa Tasarısını ele alan Ekonomi, Maliye, Bütçe ve Plan Komitesi, bugün saat 11.00’de toplandı.

Komite bugün, 1 milyar 82 milyon 8 bin 700 TL’lik Başbakanlık ile bağlı kurum ve kuruluşların bütçesini ele alacak.

Komite toplantısına Maliye Bakanı Özdemir Berova, Komite Başkanı Resmiye Eroğlu Canaltay, Komite Başkan Vekili Erkut Şahali, komite üyeleri, Başbakanlık Müsteşarı Hüseyin Cahitoğlu ve bürokratlar katıldı.

21-25 Aralık Şehitler Haftası nedeniyle Şehitler Anıtı önünde tören düzenlendi 21-25 Aralık Şehitler Haftası nedeniyle Şehitler Anıtı önünde tören düzenlendi

Komitede 1 milyar 82 milyon 8 bin 700 TL’lik Başbakanlık bütçesi görülmeye başlandı.

Ödeneklerin okunmasıyla başlayan görüşmede, milletvekilleri konuşmalar yaptı.

İlk sözü alan CTP Lefkoşa Milletvekili Sami Özuslu, Başbakan Ünal Üstel başkanlığındaki hükümetin icraatlarına eleştirilerde bulundu. Başbakan’ın “dünya ile bütünleşiyoruz” söylemine işaret eden Özuslu, “Kimle kucaklaştığımızı bilmiyoruz ama bu toplumun dünyayla kucaklaşmaya ihtiyacı var” dedi.

“Nüfusu biliriz ama açıklayamayız” söylemini de eleştiren Özuslu, “Kimden ne saklarsınız? Görülmesini, duyulmasını istemediğiniz rakamlar var belli ki” dedi.

Açıklanan enflasyon rakamına da değinen Özuslu, bu verilere nasıl ulaşıldığına ilişkin izah istedi.

Maliye Bakanı’nın Ocak ayında maaşlara yansıyacak hayat pahalılığı oranını yüzde 48.5 olarak hesapladığını anımsatan Özuslu, çok alana çok az alana az artış yansıyacağını söyleyerek, ülkedeki en büyük sorunun gelir dağılımındaki adaletsizlik olduğunu vurguladı ve “Gelin gelir dağılımındaki adaletsizliği giderecek bir formül bulalım. Gelin istikrarlı bir muhasebe birimine geçmeyi konuşalım” ifadelerini kullandı.

Hayat pahalılığı ödeneğinin yılda 3 kez ödenmesiyle ilgili ise henüz bir yasanın önlerine gelmediğini ifade eden Özuslu, “Yapmayacaksanız açıklamayın” dedi. İnsanların artış değil, pahalılığın önlenmesini istediğini vurgulayan Özuslu, nüfus politikasının ve yabancılara mal satışı ile ilgili yeni düzenlemelerin gündeme gelmesini ve nüfus sayımı yapılmasını talep etti.

KKTC’nin kara para aklama cenneti olduğu iddialarından duyduğu rahatsızlığı da dile getiren Özuslu, kara para aklama ile ilgili getirilecek her türlü yasaya destek vereceklerini kaydetti.

Meclis’te sordukları geçici işçi sayısı ile ilgili Maliye Bakanı Berova’dan 2022 ile 2023 yıllarında toplam 504 kişinin geçici ve mevsimlik işçi alındığı yanıtını aldıklarını belirten Özuslu, “partizanlık ve kurultay hazırlığı” olarak nitelediği istihdamlarla toplumdaki adalet duygusunun yok edildiğini söyledi.

Özuslu, konuşmasında, eğitim ve “ifade özgürlüğüne yapılan saldırılarla” ilgili de eleştirilerde bulundu; Başbakanlığa bağlı BRT’nin kamu yayıncılığından uzaklaştığını ifade etti.

Özuslu, Türkiye Cumhuriyeti’ne bugüne kadar girişine izin verilmeyen 12 KKTC vatandaşına nedeni ile ilgili bilgi verilmemesini de eleştirdi.

Özuslu konuşmasında Sayıştay raporuna işaret ederek "Kıb-Tek’e ihalesiz akaryakıt alımı ile ilgili ne yapıldığını; 259 milyon Euro bağışlanan T&T firmasına daha neler sağlanacağını ve jet raporunun ne olduğunu” sorarak son verdi.

Ardından söz alan CTP Girne Milletvekili Ceyhun Birinci, ülkedeki uyuşturucu sorununa ve Kıb-tek konusuna vurgu yaptı.

Ülkede uyuşturucu bağımlılığının ortaokul çağlarından başladığını ve ve çok ciddi boyutta olduğunu ifade eden Birinci, bütçede bu konuyla ilgili ayrılan miktarın çok az olduğunu söyledi.

Birinci, Teknecik Elektrik Santrali bacalarından kara duman çıktığı ve bunun sağlık açısından çok tehlikeli olduğunu vurgulayarak, ülkeye gelen ihalesiz yakıtın kötü bir yakıt olduğu tahmininde bulundu ve Teknecik’te filtre konusunun da bir an önce gündeme alınmasını istedi.

İzaz ikramlar, yurt dışı ziyaretleri gibi konularda da eleştirilerde bulunan Birinci, özellikle uyuşturucu ve Kıb-Tek konusunda insanların ülkenin yararına doğru şeyler yapılmasını talep etti.

CTP Milletvekili Devrim Barçın da bütçe rakamlarının “halka nasıl bakıldığının” göstergesi olduğu için politik rakamlar olduğunu söyledi.

Başbakanlığa bağlı Merkezi Mevzuat Dairesi’nin internet sayfasının yıllardır güncellenmediği, Dr. Fazıl Küçük Spor Oyunları'na ayrılan bütçenin enflasyon da göz önüne alındığında düşürüldüğü, İstatistik Kurumu'na ayrılan kaynakların az olduğu, “milyarderler listesine giren üniversitelere” yılda 4 milyon 116 bin TL elektirik teşviği verildiği eleştirilerinde bulundu.

Başbakanın birini bir günlüğüne bir mevkiye atamasının maliyetinin Devlet Piyangosu’nun büyük ikramiyesinden fazla olarak 1 milyon 188 bin TL olduğunu belirten Barçın, nüfus politikaları ve kalkınma planı ile ilgili Hükümeti eleştirdi.

Barçın, bütçede Başbakanlığın “izaz ikram kalemi” olarak bilinen temsil gideri kalemi ile akaryakıt rakamının yükseldiğini de belirtti.

Mevzuata göre, Din İşleri Dairesi’nin işlerini Vakıflar İdaresi’nin finanse etmesi gerektiğini aktaran Barçın, Vakıflar İdaresi bunu yapmadığı için 332 milyon TL tutarındaki imam maaşlarının Maliye tarafından ödendiğini söyledi.

Bağımsız Milletvekili Ayşegül Baybars ise, Başbakan Ünal Üstel’in 2024 yılının kalkınma yılı olacağı yönündeki demeçlerini hatırlatarak, bütçeyi eleştirdi.

Hükümet programında e-devlet ve kalkınma planı gibi hedeflerin bulunduğunu hatırlatan Baybars, bunlarla ilgili kaynağın bütçede bulunmadığını kaydetti.

Kalkınma planının hazırlanabilmesi için nüfusun bilinmesi gerektiğini ancak nüfus sayımının gündemde olmadığını belirten Baybars, “Görünen o ki, nüfus sayımı ve nüfus öngörülerini 2011 yılından projekte etmeye çalışacağız” dedi. Baybars, “5 yıllık kalkınma planını hazırlamak istiyorsunuz ama buna bütçe içerinde kaynak ayırmadıktan sonra içi boş bir plana dönüşecek” diye konuştu.

Baybars, İstatistik Kurumu’nun kendi araştırma ve fizibilite çalışmalarını yapabileceği, afet ve acil durumların yönetimine ilişkin yeterli kaynakların ayrılmadığını da ekledi.

Sporun ve sporcuların desteklemesine ilişkin kaynakların ise yanlış kullanıldığını savunan Baybars, bunu büyük bir kayıp olarak değerlendirdi.