Dubai Orta Doğu’nun en büyük petrol zengini ülkesidir. Bir gün petrol kaynaklarının tükeneceği bilinci içerisinde turizm konusunda büyük yatırmlara girmiştir. Bugün dünya’da Dubai’nin turizm konusunda neler yaptığını burada anlatmama gerek yoktur. Çünkü bunu zaten herkes biliyor...Peki bizler ülkemizde ne yapıyoruz diye sorsak? ‘Herkes birşeyler yapıyor’ diyecekler fakat gözle görülür elle tutulur birşey yok...
Geçtiğimiz günlerde çok sevdiğim ve KKTC’de program yapımcısı ve sunucusu GAK TV sahibi dostum Harun Denizkan; yıllardır çok yakın bir diğer dostum, araştırmaları ile Kuzey Kıbrıs’ı bir yılda turizm ve tarım konusunda en yüksek düzeye getirebileceğini düşündüğüm, şimdilerde Girne Amerikan Üniversitesi’nin İngiltere’de açmış olduğu, herkesin gurur duyacağı Üniversitesin’de Turizm konusunda eğitim veren ve üniversitenin koordinatörlüğünü üstlenen Ufuk Özaktanlar; basında uzun yıllar deneyimi olan ve okuduğunuz ve günden güne herkesin beğenisini kazanmaya devam eden North Cyprus UK’in kurucusu ve sahibi dostum Zorlu Cezaroğlu; Kıbrıs Reuters temsilcisi, yapımcı ve aynı zamanda kameraman dostum Metin Ziya’yı da alarak Malta’yı ziyaret ettik. Ziyaret amcımız, Malta gibi 316 km karelik, Akdeniz’in en küçük adasının, bizim ülkemiz KKTC’den neden daha fazla turist ve turizm geliri elde ettiğini yerinde görmekti. İlerleyen günlerde Harun Denizkan ve Metin Ziya bu gezi ile ilgili hazırlanmış yayını sizlere sunacaklar. North Cyprus UK’ın bu sayısında Ufuk Özaktanlar ve Zorlu Cezaroğlu daha detaylı bilgiler verecekler. Ben ise bir turizmci, tur operatörü ve araştırmacı gözüyle Malta hakkında öğrendiklerimi kısaca aktarayım. Malta Küçük bir ada ülkesi dedim. Fakat turizm konusunda yaptıkları ve insanların turizme olan ilgisi bizim kat kat üzerimizde. Turizmde yaptıkları adeta boylarından büyük...İnsanlar her yerde turizm ile yaşıyor. Her konuştuğunuz insan turizm ile ilgili birşeyler anlatıyor. Turizm bir yaşam şekli Maltalılar için...Turizmsiz bir Malta olamayacağının farkındalar...Yılda 1,5 milyon turist sadece tatil amaçlı Malta’yı ziyaret ediyor. İngilizler, tatilcilerin % 35’ini oluşturuyorlar. Bunu İtalya % 13.7 ve Almanlar % 10.4 başta izlerken, geriye kalanlarda değişik ülkelerden insanlar Malta’ya akın akın geliyorlar. Turizm direk gelirleri 1 milyar Euro üzerinde ve ekonminin diğer sektörlerine olan katkısını % 85 olarak görüyorlar. Yani turizmsiz bir ekonominin var olamayacağını ve hatta turizmden gelen ‘dolaylı gelirler’ olmasa memurlarını ödeyemeyeceklerini düşünüyorlar. Ama neme lazım diyelim... En azından memuru ödeyen bizim bir Türkiye’miz var. Bazen düşünüyorum da Türkiye bu desteğini ülkemizden çekmiş olsa, biz memur ve emekliyi nasıl ödeyeceğiz? Kaynağı nasıl yaratacağız? Sana bin şükkür Türkiye’miz, Allah seni başımızdan eksik etmesin de... Artık Malta gibi kendi ayaklarımız üzerinde durmayı öğrenmeliyiz. Türkiye bizi bir bıraksa ve başımızı bir vursak gerçekleri görebilir miyiz? Diye de düşünmüyor değilim. Kesinlikle görürüz ve gururlu bir şekilde Malta’lılar gibi kendi ayaklarımız üzerinde durmaya başlarız. Malta, turizmini geliştirmek için üç nokta üzerinde duruyor. Birincisi, Avrupa’daki hava yollarını ülkelerine uçurmak için her türlü teşvik ve yakın çalışma politikalrını uyguluyorlar. Kısaca, kendi milli hava yolunun yanında, Rayanair (19 noktadan uçuş yapıyor), Easyjet (6 noktadan uçuş yapıyor) , British Airways ve tabii ki milli hava yollları Air Malta’ya da (50 farklı noktadan) teşvikler vererek sefer sayılarını artırmalarını sağlıyorlar. Air Malta’nın bugün 12 tane Airbus A320 ve A319 uçağı vardır. Geçen yıl Air Malta kendi başına Malta’ya 12 uçak ile tamı tamına 1,740,410 yolcu taşıdı ve 300 milyon Euro ciro elde etti. Masrafları çıktıktan ve de devlete de vergi ödedikten sonra net karını 11 milyon Euro olarak açıkladı. Air Malta’nın bu durmda nasıl olduğunu burada yazarak anlatmam mümkün değildir. İkinci en önemli yaptıkları; tanıtım ve pazarlamayı devamlı şekilde desteklemektir. Ülkelerine turist çektikleri her ülkenin gazetelerinden tutun da televizyonlarına kadar devamlı bir şekilde Malta’yı tanıtıcı reklamlar yapıyorlar. Sadece 2010 yılında 800 gazeteciyi çağırıp Malta’yı ziyaret etmeleri sağlanıyor. 2011 yılı için şimdiden ellerini sıvazlamış durumdalar. Diğer bir yaptıkları ise, ülkelerine en fazla turist getiren her ülkenin tur operatörü ile ortak tanıtım ve pazarlama çalışmalarına giriyorlar. Thomascook ve TUI’ye bir yıl önce getirdikleri turist sayılarını artırmaları durumunda ekstra teşvik verme antlaşmaları yaptılar. Bu yıl bu konuda Turizm Bakanlığımız da benzeri bir antalşmayı tur operatörleri ile yapmıştır. Burada onların da yapmış oldukları bu isbetli karardan dolayı tebrik etmek istiyorum. Tur operatörünün ülkeye her taşıdığı turistin ortalama 1000 Euro’yu o ülkede harcadığını unutmayalım. Ülkeyi ziyaret etmeden dolayı iş ve yatırım yapmaya ve de ev almaya karar verenlerin getirmiş olduğu sıcak parayı da buna kattığımız zaman her turistin ekonomiye sağladığı katkıyı hesaplamak zor olmasa gerek. İşte Malta’nın bugün turizm ile ekonomisinin geldiği durum...
Artık biz de farkına varsak
Kuzey Kıbrıs’ın can damarının turizm olgusu olduğunu artık göz ardı etmememiz gerekiyor. Her ne kadar Dünya’dan örnekler de versek bunu anlatabilmek adına bir türlü yeterli olamıyoruz, ancak yine de bıkmadan usanmadan insanlarımıza turizmin önemini anlatmaya devam ediyoruz. Ülkemizin ekonomik krizden yalnızca turizm yaparak çıkacağı görüşündeyim ve elbet bir gün bunu anlamayanların da anlayacaklarını düşünüyorum.