Hasan KARLITAŞ
 

Kıbrıs ve Bakır, tarih sürecinde ayrılmaz bir ikili olarak adından söz ettirdi.

Kıbrıs adasının ismi bakır “Cuprum”la ilgilidir. Antik dönemden beridir, Lefke’de bakır maden kaynakları bulunmakla birlikte, 1914 yılında Kıbrıs’ta faaliyetlerine başlayan C.M.C (Cyprus Mines Coorparation-Kıbrıs Maden Şirketi) 1975 yılına kadar Kıbrıs’ta bakır madeni alanında çalışma yürüttü.

Bakır madeni Lefke’yi, sosyal ve ekonomik anlamda etkiledi. Özellikle 1920’li yıllardan sonra madencilik faaliyetleri Lefke’de yoğun olarak hissedildi. Lefke, ekonomik ve sosyal hareketlilik olarak en yoğun yıllarını, bakır madenciliğinin zirvede olduğu 1940-1950’li yıllarında yaşadı.
Kıbrıs Lirası üzerine maden tesislerinin işlenmesi ve maden konulu pullar geçmişteki bakır etkisinin önemli ispatlarıdır. CMC çalışanları için bölgeye, 500 dolaylarında ev, hastane, teknik okul, yaptı. Karadağ madeni, Kıbrıs’taki en kaliteli bakır cevher alanı olarak kabul edilir. Kıbrıs Adasının her yerinden göç alan Lefke, madenin 1975 senesinde resmen kapanmasının ardından, çevresel sorunlarla mücadele eden bir konuma düştü.


 

Madenciler
 

Maden işçiliği, ağır koşullarda emek işgücü isteyen ve sağlık alanında riskleri yüksek bir işti…

Kıbrıs’taki iş azlığı ve fakirlikten dolayı, çok fazla seçeneği olmayan Kıbrıslı Türkler ve Kıbrıslı Rumlar, çalışmak için Lefke’yi ve Amerikan Şirketi C.M.C’yi tercih ediyordu. Özellikle Baf köylerinden Lefke’ye yoğun bir akış vardı. Maden ocaklarında, ağır koşullarda binlerce emekçi alın terini akıtıyordu…
Haklarını aramak amacıyla sendika öncülüğünde örgütlenen Türk ve Rum işçilerin katıldığı, 1948 maden grevi, Kıbrıs tarihindeki en önemli işçi eylemidir.